Türkiye Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, KKTC’de kurulacak olan Doğu Akdeniz Gemi Trafik Hizmetleri Sistemi Projesi’ni de başlattıklarını belirterek, projeyi 2026 yılında hayata geçirmeyi planladıklarını bildirdi.
Türkiye Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 3. Türkiye Denizcilik Zirvesi’nde, 1 Temmuz 1926’da yürürlüğe giren Kabotaj Kanunu ile yabancı devletlerin Türk Deniz Ticareti’ndeki hakimiyetinin sona erdiğini anımsattı.
Uraloğlu, “Dün 98. yıl dönümünü coşkuyla kutladığımız Denizcilik ve Kabotaj Bayramı da aziz milletimizin ‘Mavi Vatan’ı olarak gördüğü denizlerine ve denizciliğe ne kadar önem verdiğinin en büyük kanıtıdır.” ifadesini kulandı.
“KKTC’DE KURULACAK GEMİ TRAFİK SİSTEMİ PROJESİ’Nİ 2026’DA HAYATA GEÇİRMEYİ PLANLIYORUZ”
Abdulkadir Uraloğlu, yeni projelere ilişkin ise, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de etkinliğinin artırılması amacıyla KKTC’de kurulacak olan Doğu Akdeniz Gemi Trafik Hizmetleri Sistemi Projesi’ni de başlattıklarını hatırlatarak, “Projemizi 2026 yılında hayata geçirmeyi planlıyoruz” dedi.
“TÜRKİYE VE KKTC’NİN MAVİ VATAN’DAKİ HAKİMİYETİ ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ARTACAK”
Projenin tamamlanmasının ardından hem Türkiye, hem de KKTC’nin Mavi Vatan’daki hakimiyetini önemli ölçüde artıracaklarının altını çizen Bakan Uraloğlu, “Önümüzdeki yıl Marmara Gemi Trafik Hizmetleri Sistemi projesini de başlatmayı planlıyoruz.” dedi.
Çevrenin ve denizlerin korunması adına atılan her adımın gelecek nesillere daha güvenli bir dünya bırakma yolunda önemli bir gelişme olduğunu dile getiren Uraloğlu, bu noktada da Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak denizlerde seyir emniyeti, can, mal güvenliğiyle birlikte çevre güvenliğini artırmaya yönelik yatırımları da tüm hızıyla sürdürdüklerini söyledi.
Yapacakları yeni düzenlemeyle limanlara gelen gemilerden “Gemi Emisyon Bedeli” tahsil edilmesi ve bu bedelin sadece denizciliğin yeşil dönüşümü kapsamında Türk Bayraklı gemilere destek olarak ödenmesini sağlayacaklarını anlatan Uraloğlu, şöyle devam etti:
“İlgili kanunun bu ay yasalaşmasını planlıyoruz. Sadece gemiler için değil, liman tesislerimiz içinde uzun yıllardır sürdürdüğümüz Yeşil Liman uygulamasını güncelleyerek emisyon salınımının azaltmayı hedefliyoruz. Ayrıca bildiğiniz üzere gemilerimizde ve limanlarımızda çevre dostu yenilikçi liman teknolojiler için ‘Denizcilikte Dekarbonizasyon ve Yeşil Deniz Taşımacılığının Desteklenmesi’ projemiz de Avrupa Komisyonu tarafından kabul edildi. Oluşturulacak mekanizma ile sektörümüze Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasından 20 milyon avro hibe, 50 milyon avro uzun vadeli uygun maliyetli kredi desteği alacağız.”
Deniz turizm araçlarının marinalara kalkış işlemlerinde kullandıkları kağıt ortamındaki seyir izin belgesi uygulamasını, bu işlemleri kolaylaştırmak ve bürokrasiyi azaltmak için dijital ortama taşıma işleminde de son aşamaya gelindiği müjdesini paylaşan Uraloğlu, “On binlerce vatandaşımız bu işlemleri liman başkanlığına gitmeden internet üzerinden halledebilecekler. İnşallah sistemi bu ay devreye alacağız.” diye konuştu.
“GEMİ İNSANLARI BİLGİ SİSTEMİNİ GÜNCELLEYEREK DEVREYE ALDIK”
“1 milyonu aşan amatör denizcimiz ve 140 bin aktif gemi insanımız hiç şüphesiz denizcilik sektörümüzün en önemli parçalarıdır.” diyen Bakan Uraloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gemi insanlarımızın tüm işlemlerini daha kolay ve hızlı bir şekilde gerçekleştirmesini teminen, Gemi İnsanları Bilgi Sistemi’ni güncelleyerek devreye aldık. Bu sayede gemi insanımızın tüm denizcilik işlemleri çok daha hızlı ve sistematik olarak yürüterek başvurularını ortalama 3 gün içinde sonuçlandırıyoruz. Yeni kurulan sistem sayesinde de vatandaşlarımız dünyanın herhangi bir yerinden, gemide görevdeyken bile e-Devlet entegrasyonu üzerinden neredeyse hiç belge sunmadan başvuru yapabilir ve işlemlerini takip edebilirler. Ayrıca amatör denizcilerimiz için de çalışmalarımız devam etmektedir.”
“KALKINMA YOLU PROJESİ DE KÜRESEL TİCARETİN GELİŞİMİ AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİ”
Denizcilik sektörünün Rusya-Ukrayna Savaşı, İsrail’in Gazze’yi işgali, Kızıldeniz ve Basra Körfezi’ndeki gemilere düzenlenen saldırılar gibi küresel nedenlerle önemli dönüşümlerle karşı karşıya olduğuna dikkati çeken Uraloğlu, şöyle konuştu:
“Tüm bu ateş çemberinin ortasında, Kuzey-Güney ve Doğu- Batı lojistik koridorlarının kesiştiği yerde bulunan Türkiye’miz bölgenin en güçlü ve istikrarlı ülkesidir. 22 Nisan’da Türkiye, Irak, Katar ve BAE arasında mutabakatı imzalanan ‘Kalkınma Yolu Projesi’ de küresel ticaretin gelişimi açısından çok önemli bir projedir.
Bildiğiniz üzere Uzakdoğu ülkeleri ve Çin’den Avrupa’ya yapılan ticaret Kuzey, Orta ve Güney olarak adlandırdığımız üçlü koridor üzerinden ilerlemektedir. Bu koridorlardan Güney koridoru Kalkınma Yolu ile stratejik açıdan kesişmektedir. Kalkınma Yolu ile Çin’den başlayan taşıma zinciri, Basra Körfezi’nde inşa edilmekte olan Irak’ın Faw Limanı’na kadar uzanarak önce Türkiye, sonra Avrupa’ya kadar genişleyebilecektir. Bu hat, aynı zamanda Kuşak Yol girişiminin Çin-Hindistan limanlarından hareketle deniz yoluyla Süveyş Kanalı’nı kullanarak, Akdeniz’den Avrupa’ya uzanan eksene de önemli bir alternatif olabilecektir.”