Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda bazı tezkerelere onay alındı.
Daha sonra Kıbrıs konusu ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın adada gerçekleştirdiği görüşmelerle ilgili değerlendirmeler yapıldı.
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, 62. madde uyarınca yaptığı konuşmada, üçlü veya beşli görüşmeyi kabul etmemenin nedenlerini sorgularken, eleştirilerde bulundu.
Erhürman’ı yanıtlayan Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Holguin’in görevinin iki tarafın müzakere etmesine ortak zemin olup olmadığını tespit etmek olduğunu, görüşme önerisi getirme yetkisi bulunmadığını belirtti.
Holguin’in görev süresini aşmaya çalıştığını, amacın Kıbrıs Türk tarafını izlediği politikadan geri adım attırmak olduğunu söyleyen Ertuğruloğlu, Holguin’den beklediklerinin BM Genel Sekreterine ‘ortak zemin yoktur’ diye rapor vermesi olduğunu belirtti.
-Tezkereler onaylandı
Genel Kurul’da öncelikle Kimyasallar Yasa Tasarısı’nın komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin tezkeresi görüşüldü.
Avrupa Birliği Uyum Yasa Tasarılarını Görüşmek Üzere Oluşturulan Geçici ve Özel Komite Başkanı Oğuzhan Hasipoğlu, yasa tasarısının ülke için önemli olduğunu söyleyerek, Meclis kapanmadan yasa tasarısını geçirmeyi amaçladıklarını belirtti.
Hasipoğlu, tasarının deterjan, dövme, dezenfektan gibi hayatın parçası olan ürünlerin denetim, üretim ve halkı bilinçlendirilmesi noktasında kapsamlı düzenlemeler getirdiğini söyleyerek, kanser vakalarının artmasında bu tür ürünlerin katkısı olduğunun bilindiğini dolaysıyla yasa tasarısının önemli olduğunu kaydetti.
Yapılan oylamada, tezkere oybirliğiyle kabul edildi.
Daha sonra Hukuk Siyasi İşler Dışilişkiler Komitesi gündeminde bulunan Madalya ve Nişanlar (Değişiklik ) Yasa Tasarısının komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin tezkeresi de görüşülerek, oybirliğiyle onaylandı.
Ardından, Atatürk Öğretmen Akademisi Kuruluş (Değişiklik No:2) Yasa Tasarısı ile Birleştirilmiş 2021 Mali Yılı Bütçesi Kesin Hesap Yasa Tasarısı’nın üçüncü görüşmesine ilişkin tezkereler de oybirliğiyle kabul edildi.
-Erhürman, Kıbrıs konusuna ilişkin konuşma yaptı
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, 62. madde tahtında Kıbrıs konusuna ilişkin söz aldı.
Erhürman, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın adada gerçekleştirdiği görüşmelerle ilgili değerlendirmede bulundu.
Kıbrıs konusuyla ilgili en önemli başlığın yönetim ve güç paylaşımı olduğunu dile getiren Erhürman, 1960’da Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken, Kıbrıs Türk ve Rumların kurucu ortak olarak kabul edildiğini anımsatarak, esas meselenin Kıbrıslı Türk ve Rumların uluslararası eşit statüsünün teyit edilmesinde yattığını belirtti.
Erhürman, bu konunun herkesin ortak hassasiyeti olduğunu söyleyerek, ancak adada bulunan “statükonun” Kıbrıslı Türklerin eşit uluslararası statüsünü kabul etmeyen bir biçimde tezahür ettiğini, Kıbrıs Türk halkının platformların hiçbirinde yer almadığını söyledi.
Federal çözüm bulunması durumunda Kıbrıs Türk devleti ve Rum devletinin iki kurucu eşit devlet olacağını, bunun da siyasi eşitlik temelinde yürütüleceğini dile getiren Erhürman, Kıbrıslı Türklerin eşit uluslararası statüsünden taviz verilmeyeceğini kaydetti.
Erhürman, üçlü veya beşli görüşme masasında Kıbrıslı Türkler ve Rumların eşit pozisyonda olacağını, eşit statü olacaksa o görüşmelere katılarak yaşanan sıkıntıların anlatılabileceğini, bunun ihtiyaç duyulan bir şey olduğunu söyleyerek, “Neden eşit olarak bulunacağımız bir diyalog ortamı kurup konuşmaktan kaçınırız? Bunun bir açıklaması yok. Bundan ne gibi bir sonuç elde edeceğiz.” diye sordu.
Diyalog kurma önerisini reddetmenin yararının ne olacağını soran Erhürman, zararlarının ne olacağını bildiğini belirtti.
Erhürman, üçlü diyalog ortamında bulunmayı reddeden bir Kıbrıs Türk toplumu kurgusu yaratıldığını, dolaysıyla toplumun sorunlarını Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın da bulunduğu bir ortamda anlatma şansının yitirildiğini söyledi.
Erhürman, diyalogdan kaçınmakla Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın hazırlayacağı rapora girmesi gerekenler konusunda mücadele vermekten de kaçınıldığını söyledi.
Bu sırada söz alan UBP Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, Erhürman’a CTP’nin dönüşümlü başkanlık ve AB Parlamentosu seçimlerine ilişkin görüşlerinin ne olduğunu sordu.
Dört konuda BM’nin sözüne sahip çıkmasını beklediklerini, bu konuların BM Güvenlik Konseyi kararları da olduğunu söyleyen Erhürman, taleplerinin bu unsurların BM tarafından teyit edilmesi olduğunu birçok kez anlattıklarını belirtti.
Erhürman, Avrupa Parlamentosu seçimleri konusunda partisinin görüşünü aktararak, parlamentoda Kıbrıs Rum halkının 4, Kıbrıs Türk halkını 2 temsiliyeti bulunduğunu, yapılacak olan 6 kişinin seçilmesine ilişkin seçimin Kıbrıs Türk halkının temsiliyetine ilişkin bir seçim olmadığını belirtti.
Bir Kıbrıslı Türkün 6 kişilik listeye girmesinin reddedecekleri bir şey olmadığını dile getiren Erhürman, ancak bu seçimde seçilecek Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıslı Türklerin temsilcisi olmayacağını kaydetti.
CTP’nin bu konulardaki görüşlerinin sıklıkla anlatıldığını dile getiren Erhürman, görüşlerinin belli olduğunu belirtti.
-Ertuğruloğlu
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da kürsüde söz alarak, Kıbrıs Türk halkına uygulanan ayrımcılık ve Kıbrıs sorununa konulan yanlış teşhise değinerek, farklı platformlarda defalarca kez Kıbrıslı Türklerin yaşadığı sorunların anlatıldığını söyledi.
Holguin’in görevinin iki tarafın müzakere etmesini gerektirecek ortak zemin olup olmadığını aramak olduğunu dile getiren Ertuğruloğlu, görevinin üçlü veya beşli görüşme önerisi yapmak olmadığını kaydetti.
Holguin’in talepkar politikasının esas sahibinin İngiltere olduğunu belirten Ertuğruloğlu, İngilizlerin neden bu kadar ısrar ettiğini sorarak, dik duruşlu politikalarını yıpratmaya yönelik oyun oynandığını söyledi.
Ertuğruloğlu, Kıbrıs konusunda 60 yıldır konuşulmayan konu kalmadığını dile getirerek, Holguin’in 6 aylık görev süresinin sona ermesinin yakın olduğunu dolayısıyla süreyi uzatmak amaçlı oyun oynandığını belirtti.
Erhürman’ın üçlü görüşmede eşitlik olduğunun ortaya çıkacağını söylediğini belirten Ertuğruloğlu, “Yapmayın ne eşitliği, gerçekten eşitlik olsa 60 yılda bir anlaşma çıkardı. Hala eşitliğin olmadığı ortamlarda göstermelik eşitlik oyunu oynamamızı istiyorsunuz. Oynamıyoruz. İma yoluyla egemenliği de kabul etmiyoruz” diye konuştu.
Ertuğruloğlu, Rum tarafının federal ortaklık kurma niyeti olmadığını, dünyaya da onların samimi olmadığının defalarca kez gösterildiğini dile getirerek, “BM 60 yılımızı çaldı” dedi.
Rum tarafının kaybedecek hiçbir şeyi olmadığını, Kıbrıslı Türklerin ise yıllarının çalındığını söyleyen Ertuğruloğlu, BM’nin verdiği hangi sözü yerine getirdiğini sordu.
“Tozpembe gözlüklerle bu konuya bakamayız” diyen Ertuğruloğlu, BM, AB veya diğerlerine güvenerek risk alamayacaklarını belirtti.
Ertuğruloğlu, Holguin’in görevinin iki tarafın müzakere etmesine ortak zemin olup olmadığını tespit etmek olduğunu, görüşme önerisi getirme yetkisi bulunmadığını belirtti.
Tanınmamanın bir devletin yok olduğu anlamı taşımadığını dile getiren Ertuğruloğlu, “Bir devlet tanınmıyor diye bu onun yok olduğu anlamı taşımaz” dedi.
Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türkünün maruz bırakıldığı vahşetin BM Barış Gücünün adada bulunduğu süreçte yaşandığını söyledi.
Toprak bütünlüğü ve tek egemenliği olan hiçbir yapıya onay vermeyeceğini söyleyen Ertuğruloğlu, ‘Rum kabul etmeyecek’ diye egemen devletten geri adım atma vizyonları bulunmadığını belirtti.
“AB’ye mi güveneceğiz” diye soran Ertuğruloğlu, Türkiye üye olmadığı sürece Kıbrıslı Türklerin AB talebi olmadığını, hayal görerek bir yere varılamayacağını belirtti.
Şimdiki politikanın temelinin, Rum devletinin adadaki tek egemen devlet olduğu iddiasının ortadan kaldırılması olduğunu dile getiren Ertuğruloğlu, Kıbrıs Cumhuriyetinin, Kıbrıs Cumhuriyeti değil Rum devleti olduğunu, bu anlayış devam ettirildiği sürece hiçbir görüşmenin en ufak bir anlamı olmadığını kaydetti.
Ertuğruloğlu, dik duruşlu bir politika izlediklerini, adanın gerçekleri temelinde bir sayfa açılması gerektiğini söyleyerek, diyalog, müzakere ve temasın yıllarca denendiğini bunu en fazla savunan Talat ve Akıncı’nın da sözlerinin ortada olduğunu belirtti.
Ertuğruloğlu, diplomaside görüşmenin gerektiğinin doğru olduğunu, diyaloğa kapalı taraf olmadıklarını ama zaman harcama yönünde diyaloga açık olmadıklarını kaydetti.
Holguin’in görev süresini aşmaya çalıştığını, amacın Kıbrıs Türk tarafını izlediği politikadan geri adım attırmak olduğunu söyleyen Ertuğruloğlu, Holguin’den beklediklerinin BM Genel Sekreterine ortak zemin yoktur diye rapor vermesi olduğunu belirtti.
“Holguin görevini haddini aşan işlere bulaşmasın” diyen Ertuğruloğlu, tek seçeneğin Rumlarla bir ortaklığa girmek olduğuna yönelik görüşü kabul etmediklerini kaydetti.