Ana Sayfa Kıbrıs KKTC İnsan Hakları Derneği ile Tüketiciler için Kaliteli Yaşam Derneği, Kıbrıs’ta birinci...

KKTC İnsan Hakları Derneği ile Tüketiciler için Kaliteli Yaşam Derneği, Kıbrıs’ta birinci derecede söz hakkına sahip olan tarafın Kıbrıs Türkleri olduğunu kaydetti

0

 Bağımsızlık İttifakı ile Tüketiciler için Kaliteli Yaşam Derneği, Kıbrıs’ta birinci derecede söz hakkına sahip olan tarafın Kıbrıs Türkleri olduğunu kaydetti.  

Bağımsızlık İttifakı ile Tüketiciler için Kaliteli Yaşam Derneği İttifakı’nın yaptıkları yazılı açıklamada, Antalya’da Haziran 2021 ayında Güney Doğu Avrupa ülkeleri toplantısında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile görüşmeyi kabul etmeyen  AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, 21 Temmuz günü yaptığı açıklamada “BM tarafından kabul edilen anlaşmalar uyarınca Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması için ciddi çabalar bulunduğunu” söylemesi 20 Temmuz günü son açıklamalarında KKTC ile Türkiye’nin bir kez daha ilan ettikleri “Kıbrıs’ta İki Devletli” çözüm kararlarını yok sayması anlamına gelmekte olduğu belirtildi.

AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell’in “Kıbrıs meselesinin ilgili BM kararları uyarınca çözülmesi Türkiye ile çalışmamızda kilit önem taşıyacaktır.” açıklamasının İttifakın  tam bir softa şaşırtması olduğunu ve 2004 yılında BM Annan Planı referandumunu reddeden tarafın Kıbrıslı Rumları değil de Kıbrıs Türkler algısını yaratmaya çalışmasını şiddetle protesto etmekte oldukları kaydedildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“2004 referandumunda BM Annan Planına “Evet” demelerine rağmen Kıbrıs Türklerinin yokluğunda ve onayı olmadan tek taraflı K. Rumlarını Kıbrıs Cumhuriyeti adına AB üyeliğine alarak bizzat kendi kural, ilke ve uluslararası hukuk ve anlaşmaları hiçe sayarak ihlal eden bir AB. Komisyonu Başkan Yardımcısı Kıbrıs Türklerinin yapılacak bir anlaşmaya güven duymasını bekliyorsa siyaset ahlakı ile insanlık onurunun da kalmadığı bir muhatap ile karşı karşıya bulunuyoruz demektir.

AB‘nin amacının Türkiye ile işbirliği ilişkilerini suiistimal ederek yarım kalan 15 Temmuz Yunanın askeri darbesini politik yöntemle tamamlamak ve Kıbrıs’ı AB üyeliği kisvesi altında Yunanistan’a bağlamak olduğu bu açıklama ile itiraf edilmektedir.

 AB’nin haksız adaletsiz politikaları ile Kıbrıs Türk Halkının ‘Uluslararası Antlaşmalara ve bir Rum devleti olmayan 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti üzerindeki ortaklık’ haklarını ortadan kaldırmayı öngören sözde görüşmeler sürecini İttifakımız reddetmektedir.

  Kıbrıslı Rumlarının AB üyeliğine eşit statüde bir üyeliğin K. Türklerine de tanınmak suretiyle ‘Barış ve Çözümün’ sağlanmasını bu aşamadan sonra AB’nin Kıbrıs’ta bundan başka ‘Çözüm Şansı ve Seçeneği’ bırakmadığını İttifakımız önemle vurgulamakta ve KKTC’ni tanıması için AB’ye çağrı yapmaktadır.

1960 Kıbrıs Cumhuriyeti üzerindeki Kıbrıslı Türklerinin ortaklık haklarını inkar ve reddetmekte olan AB’nin, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni münhasıran ‘Irkçı bir Rum Hristiyan Devleti’ olarak kabul etmesi ve tanıması ‘Uluslararası Hukuka ve BM ve AB İlkelerine Aykırı’ olduğunu İttifakımız önemle vurgulamakta ve AB’nin bu adaletsiz politikalarını kınamaktadır.”

Açıklamada ayrıca, İttifakın açıklamanın bir suretini de AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell’e mail ile ilettiğini ve görüşlerinin taraflarına bildirilmesinin istendiği belirtildi.

Exit mobile version