Casino İşletmecileri Birliği, son günlerde Kuzey Kıbrıs vatandaşlarının kumarhanelerde yakalanmasının ardından para cezası ve yasal işlemlere çarptırılmasına ilişkin yaptığı açıklamada, Şans Oyunları Yasası’nın güncelliğini yitirdiğini ifade ederek, yasanın güncellenmemesine tepki gösterdi.
Casino İşletmecileri Birliği (CİB), geçtiğimiz günlerde bir Kuzey Kıbrıs vatandaşının Lefkoşa’da bulunan bir casinoda 2 milyon 262 bin TL kazanmasından dolayı çıkarıldığı mahkemece ‘Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi’ Yasası kapsamında kazandığı paraya el konulmasıyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Mevcut yasaya göre, paraya el konulmasının doğru olduğunun vurgulandığı açıklamada, yasanın ‘doğru olup olmadığı’ sorgulandı.
Şans Oyunları Yasası’nın güncellenmemesinden dolayı siyasilere tepki gösteren Casino İşletmecileri Birliği açıklamasında, “Tüm siyasiler ne yapılması gerektiğini; oyunun adil, şeffaf, çağdaş bir şekilde nasıl oynanması gerektiğini bilmekte ancak bunu başarmak yerine, zamanlarını birbirlerini marke ederek geçirerek KKTC’ye maç kaybettirmektedirler. Üzgünüz ama durum bundan ibarettir. Kendi ayağımıza bir kez daha sıkmış olduk…” ifadelerine yer verildi.
“Kendi ayağına sıkmak ve KKTC” başlığıyla yapılan açıklama şu şekilde:
“Geçtiğimiz günlerde Ağır Ceza Mahkemesi bir KKTC vatandaşının Lefkoşa’da faaliyet gösteren bir şans oyunu salonunda 2 milyon 262 bin TL kazanmasını ‘Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Yasası’na aykırı bularak söz konusu şahsa para cezası ve kazanmış olduğu paraya da el konulmasına karar vermiştir. Yargının kararı yürürlükte bulunan yasalara bağlı olarak doğrudur. Ancak bu yasalar ‘doğru’ mu?
Yasal olarak oynatılan bir şans oyunundan kazanılan parayı, yargıçlarımız yürürlükteki yasalara bağlı olarak ‘Suç Geliri’ olarak tanımlamış ve cezayı buna bağlı olarak açıklamışlardır. Sanıyoruz ki yargıçlarımız da yasalardaki anomalilerin farkında olarak cezayı ‘iyi halden’ dolayı asgari düzeyde açıklamışlardır.
Ancak aynı parayı ayni oyundan bir başka ülke vatandaşı, örneğin ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ veya Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kazanmış olsaydı, kazanılan para ‘Suç Geliri’ olarak tanımlanmayacaktı. Kazanan şahıs parasını alıp elini kolunu sallayarak şans oyunu salonundan çıkacaktı.
Kararı veren yargıçlarımız doğru karar vermişlerdir. Yanlış olan yasanın bu şekilde uygulanmasına neden olan siyasilerimizdir. Yasa yapan siyasiler, uygulayanlar yargıçlardır. Bu kararın uluslararası düzeyde hem siyasi hem de hukuki sonuçları olacaktır. Güney’deki malum kesim kararı fırsat bilerek KKTC’de kara para aklandığının kendi mahkemelerimizce tescillendiğini iddia etmeye başlamışlardır.
Bu karar her yıl, suç gelirlerinin önlenmesiyle ilgili ABD ve FATF tarafından hazırlanan raporlara büyük bir ihtimalle ‘KKTC’de suç gelirlerinin aklanması vakası’ olarak girecek ve ülkemizle ilgili şaibelerin artmasına da neden olacaktır.
Halbuki ayni şans oyunu Güney’deki casinolarda da oynanmaktadır. Maalesef gerçeklik şu ki burada mahkum olan KKTC vatandaşı bu parayı Güney’deki casinolarda kazanmış olsaydı, para tamamen yasal olacaktı!
Aynı oyundan kazanılan para Kuzey’de kazanılınca ‘kara’, Güney’de kazanılınca ‘temiz’ olmakta.
Maalesef verilen kararın içerdiği bir mesaj da budur; Kuzey’de oynamayın, Güney’de oynayın.
Yürürlükte olan Şans Oyunları Yasası’nda gerekli değişiklikleri yapma cesaretini göstere- meyip, topu taca atan siyasilerimizin kararlarının neticesidir bu. Topu taca atan sadece iktidar milletvekilleri değildir ama; topun taca atılması için seyirciyi coşturan muhalefet milletvekilleri de aynı derecede suçludurlar. Bu gelişmelerle ilgili olarak tüm siyasiler ne yapılması gerektiğini; oyunun adil, şeffaf, çağdaş bir şekilde nasıl oynanması gerektiğini bilmekte ancak bunu başarmak yerine, zamanlarını birbirlerini marke ederek geçirerek KKTC’ye maç kaybettirmektedirler. Üzgünüz ama durum bundan ibarettir. Kendi ayağımıza bir kez daha sıkmış olduk.”