Güney Kıbrıs’ın eski Müzakerecisi Andreas Mavroyannis, Kıbrıs sorununda anlaşmaya varılmasının mümkün olduğunu söyledi.
Fileleftheros gazetesi, Mavroyannis’in dün yayınlanan röportajının ikinci bölümüne de bugün yer verdi. Mavroyannis’in Kıbrıs sorununda çözüme ulaşılacağına dair iyimserliğinin ön plana çıktığı röportaja göre, Mavroyannis, Kıbrıs sorununda nihai çözümün, BM Güvenlik Konseyi kararlarında ve Guterres Çerçevesi’ndeki 6 maddede açıkça betimlendiğini ancak bu çerçevenin tek başına Kıbrıs sorununa çözüm olamayacağını söyledi.
Guterres Çerçevesi’nin, süreci geri dönülemez hale getirecek stratejik anlaşma çerçevesi olduğunu kaydeden Mavroyannis, eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yla da şekillendirilmiş bazı ek unsurlar bulunduğunu ve Berlin’de yapılan görüşmede ise yönetim meselesinin özünde çözülmüş addedilebileceğini belirtti.
Mavroyannis, o dönem Türkiye kökenli vatandaşların çözümden sonraki özel statüsü ile toprak konusunun da Türk tarafı kabul ederse çözülmüş addedilebileceğine dair uzlaşıya varıldığını ifade etti. Mavroyannis, bunun da kendilerini Mont Pelerin’de tartışılan kriterlerle uygun hale getirdiğini ve anlaşmaya oldukça yakın hale gelindiğini anımsattı.
Habere göre, Mavroyannis, mülkiyet konusunda da Guterres’in dedikleri dikkate alınırsa, doğru formülün bulunabileceğine işaret etti.
Mavroyannis, garantiler ve güvenlik konusunda ise Guterres’in iyi bir şey düşünerek, tek taraflı müdahale hakkı ile garanti anlaşması arasında küçük bir ayrım yaptığını ve tek taraflı müdahale veya dış müdahalenin olmadığı bir garanti anlaşmasının yasal olacağını söyledi.
Türkiye Dışişlerinin asker sayısının radikal şekilde azaltılmasını kabul ettiğini ancak sayının Garanti ve İttifak Anlaşması’nda öngörüldüğü gibi 650’ye düşürülmesini değil, 1500 civarında olmasını istediğini belirten Mavroyannis, meselenin asker sayısı değil, çözümden sonra tek bir asker dahi kalsa, bu askerin hangi statüde olacağı ve ne yapacağı olduğunu kaydetti.
Habere göre, Mavroyannis, Guterres’in 6 maddeyi hiçbir zaman yazılı olarak sunmadığını ve iyi niyet misyonu çerçevesinde yalnızca fikirler vererek, bazı yönlendirmeler yaptığını belirtti.
Guterres’in yalnızca son akşam, garantilerin kaldırılmasını ön koşul haline getirdiği için, uygulama aşamasıyla ilgili yazılı bir öneride bulunduğunu ifade eden Mavroyannis, sonunda da kendilerinden, üzerinde anlaşmaya varılması halinde stratejik anlaşma teşkil edecek bir taslak hazırlamalarını talep ettiğini söyledi.
Mavroyannis, tam da bu yüzden Guterres Çerçevesi’nin hangisi olduğunun tartışıldığını ve söylenenlerin hepsinin yanıltıcı olduğunu ifade etti. Guterres’in 30 Haziran’da yapmış olduğu farklı görüşmelerde bazı düşüncelerini dile getirdiğini belirten Mavroyannis, nihayetinde bu düşüncelerini toplu olarak 6 maddelik paket şeklinde dillendirdiğini ve ertesi gün, bu maddeler üzerinde çalışmaya başladıklarında, herkesin bu maddeleri farklı şekilde anladığının ve yorumladığının ortaya çıktığını kaydetti.
BM yetkililerinin devreye girerek, bu maddeleri yazılı şekilde taraflara vermeye çalıştığını ifade eden Mavroyannis, kimsenin bunu doğru bulmadığını ve akabinde de Guterres’in konuyla ilgili izahatta bulunduğunu söyledi.
Mavroyannis, yaşanan bu canlı süreçte, Guterres’in yalnızca sonunda stratejik anlaşma taslağı oluşturulmasını önerdiğine işaret etti.
Habere göre, Mavroyannis, Guterres Çerçevesi’nin hiçbir zaman yazılı olarak sunulmadığını ve 28 Eylül 2017’de yayınlanan raporda betimlendiğini belirtti.
Mavroyannis, garantilerin kaldırılmasının tartışıldığı kritik gecede de Anastasiadis’in “evet”, Guterres’in de “evet” dediğini, ancak TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun garantilerin kaldırılmasını kabul etmediğini söyledi.
Anastasiadis ile Çavuşoğlu’nun iki devletli çözümü tartıştığı konusundaki söylentileri de yalanlayan Mavroyannis, Guterres ile 6 Temmuz’da yaptığı görüşmede de Çavuşoğlu’nun neyi kabul ettiğini sorduğunu ve Türk tarafının tek taraflı müdahale hakkını tartışmaya hazır olduğunu belirtip, garantilerin kaldırılmasını reddettiği yanıtını aldığını kaydetti.