Güney Kıbrıs Enerji Bakanı Yorgos Papanastasiu’nun, enerji konusunda yaklaşan gelişmelerle ilgili olarak Politis gazetesine açıklamalarda bulunduğu haber verildi.
Gazete “Kıbrıs Doğal Gazı İçin İki Önemli Tarih” başlığıyla manşete çektiği haberinde, Enerji Bakanı Papanastasiu’nun 29 Mayıs’ta tek yanlı olarak ilan edilen sözde Rum MEB’inde faaliyet gösteren enerji şirketleriyle görüşeceğini, 14 Haziran’da ise Rum Yönetiminden bir heyetin, İsrail’den Güney Kıbrıs’a yönelik denizaltı boru hattının inşa edilmesine ilişkin devletlerarası anlaşmanın imzalanması için İsrail’e gideceğini haber verdi.
Papanastasiu, konu hakkında gazeteye yaptığı açıklamada, İsrail’e gidecek Rum heyetin, ortak kabul gören bir anlaşma sağlanana kadar gerektiği kadar İsrail’de kalacağını ifade etti.
Haberde, Avrupa ülkelerine yönelik sıvılaştırılmış doğal gaz ihracatıyla “Doğu Akdeniz Koridoru” (EastMed Corridor) meydana getirilmesinin Kıbrıs doğal gazıyla ilgili çözüm sunduğu, aynı zamanda bölgede ortaya çıkması muhtemel jeopolitik problemlerin önüne geçtiği de ifade edildi.
Gazete “Enerji Konusu ve Doğal Gazın Geleceğiyle İlgili Sıcak Ay” başlığıyla iç sayfadan geniş yer verdiği haberinde ise, Papanastasiu’nun gazeteye söylediklerine dayanarak, ileriki dönemde Doğu Akdeniz’deki enerji gelişmelerini belirleyecek iki önemli tarih olduğunu yazdı.
Papanastasiu’nun söylediklerine dayanarak, 29 Mayıs’ta tek yanlı olarak ilan edilen sözde Rum MEB’inde faaliyet gösteren doğal gaz şirketlerinden heyetlerin Güney Kıbrıs’a gelmelerinin beklendiğini ve bu heyetlerin enerji bakanlığı teknokratları ile bizzat enerji bakanına doğal gazın değerlendirilmesiyle ilgili kısa vadeli planlarıyla ilgili planlamalarını izah etmeye çağrıldıklarını kaydeden gazete, görüşmenin teorik çerçeveyle sınırlı olmadığını ve açıklamalar yapılacağını da belirtti.
Papanastasiu’nun gazeteye söylediklerine göre, bu çerçevede, Amerikan ExxonMobil, Fransız Total ve İtalyan Eni’nin yanı sıra birçok şirketin katılacağı seminer de düzenlenecek.
Rum hükümetinin enerji şirketlerinin planlarıyla ilgili net yanıtlar almayı istediği, çünkü yetkili bakanlığın alacağı geri bildirime göre, 14 Haziran’da İsrail’e gidilmesinin planlandığını ve burada İsrail’den Güney Kıbrıs’a yönelik denizaltı doğal gaz boru hattıyla ilgili devletlerarası bir anlaşma imzalanmasının beklendiğini yineleyen gazete, buna paralel olarak, İsrail’in, Güney Kıbrıs’tan Avrupa ülkelerine yönelik sıvılaştırılmış doğal gaz ihracatı planlamasına katılma konusundaki ilgisinin ortaya çıkması için istişareler yapılacağını kaydetti.
Gazeteye yaptığı açıklamada, İsrail’e gidecek Rum heyetin, ortak kabul gören bir anlaşmaya varılana kadar gerektiği kadar İsrail’de kalacağını yineleyen Papanastasiu, İsrail MEB’inden Kıbrıs MEB’ine deniz altı boru hattı meydana getirilmesine ilişkin planlamayı yineleyerek, yakıtın gaz halinde ülkeye taşınacağını, Kıbrıs doğal gazıyla kombine şekilde sıvılaştırılacağını, akabinde de LNG carrires aracılığıyla Avrupa ülkelerine ihraç edileceğini belirtti.
Bunun “Doğu Akdeniz Koridoru (EastMed Corridor) planı olduğunu dile getiren Papanastasiu, bunun “EastMed Pipeline” projesinin aksine, sıvılaştırılmış doğal gaz aracılığıyla daha mümkün bir proje olduğunu vurguladı.
Papanastasiu “EastMed Pipeline” projesinin ise iyimser bir proje olduğunu, ancak tekno-ekonomik problemlerle karşı karşıya olduğunu da söyledi.
İtalyan ENİ şirketinin CEO’su Claudio Descalzi’nin kısa süre önce basına yansıyan açıklamaları konusunda ise, Descalzi’nin bu açıklamalarına katılmadığını yineleyen Papanastasiu, Eni şirketinin tek yanlı olarak ilan edilen Rum MEB’inde önemli bir oyuncu olduğu, aynı zamanda MEB’de yer alan 10 parselden 5’inde yönetici şirket olduğu konusundaki bir soruya ise yanıtında, şirketin önemi ve rolünü kabul ederek, Rum Yönetiminin önerdiği projeye (EastMed Corridor) Eni şirketinin de katılabileceğini ifade etti.
Gazeteye göre “Atlantic Council” kıdemli araştırmacısı Haralambos Ellinas da açıklamasında, ENİ şirketi CEO’su Descalzi’nin söylediklerinin Kıbrıs’ın doğal gaz yataklarının geliştirilmesi hakkında şüphe uyandırdığını aynı zamanda bunların endişe verici olduğunu sözlerine ekledi