Ana Sayfa Dünya İsrail’de darbeye karşı darbe

İsrail’de darbeye karşı darbe

0

İsrail’de hükümet ile göstericiler arasındaki çekişmenin son saatlerinde yaşananlar, hükümetin yargıya darbesine karşı halkın darbesi niteliğindeydi.

Yarım milyondan fazla İsrailli 24 haftadır sokaklarda hükümeti ‘hedefinin demokrasiyi yok etmek ve yerine yozlaşmış, diktatör bir rejim getirmek olduğunu’ söyledikleri yargı reformu planını iptal etmeye çağıran protesto gösterileri düzenliyor. Hükümet ise planı hayata geçirmek için elinde bulundurduğu İsrail Parlamentosu’ndaki (Knesset) çoğunluğu (120 milletvekilinden 64’ü) kullanmakta kararlı görünüyor. Yargı reformuna karşı düzenlenen protesto gösterilerinin organizatörleri, halkın çoğunluğundan (kamuoyu yoklamalarına göre yüzde 63), ordudan, derin devletten, ABD yönetiminden ve birçok Batılı ülkeden aldıkları desteğe dayanarak direnmeye devam ederlerken hükümet, yeni tip bir askeri darbeyle karşı karşıya olduğu konusunda uyarıyor.

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ve beraberindekiler, hükümet ile muhalefet partileri arasında uzlaşı sağlamak için çalışsa da protesto gösterilerinde herhangi bir gerileme gözlemlenmezken aksine protesto gösterilerinin organizatörleri her türlü uzlaşıyı reddettiklerini vurguladılar.

Eylemciler, bunu belirli bir takvimle sınırlandırılmaması gereken ‘kader savaşı’ olarak görürken durumun çözülmesi için seçimler yeniden yapılana kadar haftalar ya da aylar değil, birkaç yıl geçebileceği görüşünde.

Bu savaş, geçtiğimiz yılın son haftasında düzenlenen seçimlerle göreve gelen hükümetin duyurduğu yargı reformu planıyla başlamadı. İktidar yanlıları yargı reformu planının, kanunları değiştirme ve yargıda reform savaşı değil, İsrail’in 2005 yılında 21 yerleşim birimini boşaltmasının ve Gazze Şeridi’nden çekilmesinin ardından kararlaştırılan eski bir ideolojik politika olduğunu iddia ediyorlar.

Likud Partisi’nin aşırı sağcı isimleri ve yerleşim birimlerinin liderleri arasında, ABD’de Cumhuriyetçiler arasındaki aşırı sağcıların katılımıyla yapılan bir toplantıda alınan karara göre gelecekte İsrail’deki başka hiçbir hükümetin Batı Şeria’dan ya da Kudüs’ten böyle ‘utanç verici’ bir şekilde çekilmemesi sağlanacak.

Kararın hayata geçirilmesi için bir plan hazırlanması ve onu uygulaması amacıyla Kohelet adında ‘bir araştırma ve eylem merkezi’ kuruldu. Merkez çalışmalarını halen sürdürüyor. Kohelet’in Hukuk Departmanı Direktörü Dr. Aviad Bakshi, Netanyahu hükümeti adına planı müzakere eden dört isimden biri. Şarku’L Avsat’In edindiği bilgilere göre hükümetin planını geliştirmek ve uygulamaya hazırlamak için 18 yıldır çalışan merkezin denizaşırı ülkelerden gelen bütçesi ise yıllık yaklaşık 10 milyon doları buluyor.

Bu plana göre İsrail’de hükümette darbenin gerçekleşmesi için sağ partilerin uzun yıllar aralıksız iktidarda kalmasının sağlanması gerekiyor. Merkezin planları arasında 180 yeni yasa ya da yasal değişikliği yapmak yer alıyor.

DERİN DEVLETTEN İSİMLER

Protesto gösterilerini organize edenlerin şu an yaptıkları ‘darbeye karşı darbe’ niteliğinde. Bunu da yalnızca muhalefet kanadındaki partiler değil, İsrail derin devletinden isimler de destekliyor. Derin devletten isimler ile kas edilen bu kişiler, orduda ve diğer güvenlik birimlerinde görev yapan üst rütbeli generaller, eski üst düzey yetkililer, (devletin yıllık gelirlerinin yüzde 40’ını oluşturan) teknoloji sektörü öncüleri, bankalar, borsalar, ticaret sektörleri, araştırma enstitüleri, akademik kurumlar ve diğerleri gibi çeşitli dallarda ekonominin başını çeken isimler olarak ön plana çıkıyor.

Aşırı sağcı hükümetin demokrasiyi yıkmak ve yerine diktatörlüğü getirmek için çalıştığına, bunun da İsrail’in uluslararası konumunu ve stratejik çıkarlarını baltaladığına ve Batı’daki en büyük müttefiki olan ABD’yi kaybetmesine neden olduğuna inanıyorlar.

Bu yüzden ordu da dahil olmak üzere, sahip oldukları tüm güçle İsrail tarihinde daha önce eşi ve benzeri görülmemiş bir mücadele veriyor ve bunu ‘ikinci bağımsızlık savaşı’ olarak tanımlıyorlar. Sivil itaatsizlik eylemlerine ve askeri ayaklanmaya hazırlar.

Seçtikleri mücadele yöntemini ‘bir tür askeri darbe’ olarak görenler gerçeklerden pek de uzak sayılmazlar. Netanyahu’ya en yakın isimlerden olan İnovasyon, Bilim ve Teknoloji Bakanı Ofir Akunis, Tel Aviv’den Kudüs’e dört gün süren yürüyüşü ‘korkutucu bir ilerleme’ olarak niteleyerek, “Biz daha hükümet planının ilk maddelerindeyken bu şekilde hareket ediyorlarsa geri kalan maddelere geldiğimizde neler yapacaklar?!” diye uyardı.

Güvenlik güçleri ile protestocular arasındaki küçük çaplı çatışmalar dışında protesto gösterilerini barışçıl şekilde sürdürmeye özen gösterilse de pek çok kişi, olayların bu hızda devam etmesi halinde yakında olası bir iç savaşın patlak verebileceği konusunda uyarıda bulundu.

Exit mobile version