Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, (1974’ten bu yana) her alanda büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Biz de bu süreçte her zaman Kıbrıslı kardeşlerimizin yanında olduk, oluyoruz, olmaya da devam edeceğiz.” Dedi.
Erdoğan, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) kapsayan Körfez turunun ve KKTC ziyaretinin ardından, uçakta değerlendirmelerde bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, ziyaretin son gününde 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nı kutlamak üzere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ziyaret ettiklerini anımsattı.
Erdoğan, “Kahraman Mehmetçiklerimiz ile mücahitlerin omuz omuza 49 yıl önce gerçekleştirdiği Barış Harekatı, Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimizi yok olmaktan kurtarmıştır. Aradan geçen sürede Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, her alanda büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Biz de bu süreçte her zaman Kıbrıslı kardeşlerimizin yanında olduk, oluyoruz, olmaya da devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
Barış Harekatı’nın 49’uncu yıl dönümünün büyük bir coşkuyla ve yeni eserlerin açılışıyla idrak edildiğini, bu vesileyle Ercan Havalimanı’nın yeni terminal binasının ve pistinin açılışını gerçekleştirdiklerini aktaran Erdoğan, “Kıbrıs meselesinin çözümüne dair duruşumuzu ve önerilerimizi tüm dünya ile paylaştık. Kıbrıs Türk halkının güvenlik, refah ve esenliği için çalışırken, Ada’nın kalıcı ve adil bir barışa kavuşması için de diplomatik gayretlerimizi sürdüreceğiz. Rabb’im yolumuzu, bahtımızı açık etsin.” dedi.
Kıbrıs’ın tanınmasına yönelik verilen mesajların sorulması üzerine Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Yaptığımız çalışmalarla Türk Devletleri Teşkilatı’nda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti artık bir gözlemci üye olarak yerini aldı. Artık Teşkilatın toplantılarına davet ediliyor, katılıyor. Bunu Türk dünyasından tüm dünyaya yaygınlaştırmak suretiyle neler yapılabilir bunu çalışıyoruz. İkili görüşmelerle, kulis faaliyetleriyle Batı’ya da bunları söylüyoruz. Temennimiz odur ki Türk dünyasından sonra Körfez ülkeleriyle ve bunun yanında Batı’ya da bunu hissettirmek suretiyle bu adımları atalım. Kuzey Kıbrıs, şu anda 300-400 bin nüfusa sahip, bu önemli bir potansiyel. Meclis binamızı yapıyoruz, Cumhurbaşkanlığı binasını yapıyoruz. Bunlarla, fiziki imkanlar noktasında Kuzey Kıbrıs çok daha farklı bir konuma geliyor.”
Açılışı yapılan havalimanının Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde olmadığını belirten Erdoğan, havalimanının pist itibarıyla da her tür uçağın inebileceği şekilde olduğunu ifade etti.
Erdoğan, “İnşallah bunlarla beraber bu fiziki altyapıyı tüm dünyaya göstermek suretiyle inşallah Kuzey Kıbrıs’ta yeni adımların atılmasını sağlamış olacağız.” dedi.
– “Düşmanı azaltmak, dostu çoğaltmak gayreti içerisindeyiz”
“Vilnius ziyareti, Batı ile ilişkilerde daha çok bir restorasyon olarak algılandı. Körfez ziyaretiniz de oldukça pozitif bir gündemle gerçekleşti. Hem Vilnius Zirvesi’nde hem bu ziyaretiniz bağlamında Türk dış politikası açısından nasıl değerlendirirsiniz?” sorusu üzerine Erdoğan, “düşmanları azaltmanın, dostları ise çoğaltmanın”, siyasetlerinin bir yol haritası olduğunu ve bunu devam ettirdiklerini söyledi.
Vilnius’ta bunu çok açık ve net gördüğünü kaydeden Erdoğan, “Orada kimlerle, nasıl görüşmeler yaptığımızı sizler de müşahede ettiniz. Eğer bu olmamış olsaydı bizim bazı ülkelerle hiç görüşme yapmamamız gerekirdi. Biz bu görüşmeleri yaparken bir şeyi ispat ettik. O da neydi? Düşmanı azaltmak, dostu çoğaltmak gayreti içerisindeyiz. Eğer Türkiye, bir güç kazanıyorsa bu gücü bu politikalarıyla kazanıyor. Bundan sonraki süreçte de bu şekilde devam ederek, bölgesel ve küresel güç olmanın adımlarını atmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.
– “Türk dış politikası her zaman milli çıkarlarını, menfaatlerini esas alan bir eksendedir”
Türkiye’nin bölgesel ve küresel arenada önemli bir aktör, oyun kurucu bir ülke olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Küresel meselelerde kararsızlığın hakim olduğu bir atmosferde, ülkemiz istikrarlı yönetimi ve politikalarıyla öne çıkıyor. Her meselede insanı merkeze alan, insan onurunu korumaya çalışan Türkiye, Batı, Orta Doğu, Uzak Doğu, Afrika ve Arap coğrafyasıyla aynı anda dostluk ilişkileri kurabilen yegane ülkedir. Biz ilk günden itibaren ilkeli ve kararlı bir dış siyaset yürütüyoruz. İhtilaflı konuları çözüme kavuşturarak, ilişkileri güçlendirmeyi iktidara geldiğimiz ilk andan itibaren savunuyoruz. İlişkileri güçlendirme, yeni dostlar kazanma süreçlerini ‘restorasyon’ olarak göremeyiz. Türk dış politikası her zaman milli çıkarlarını, menfaatlerini esas alan bir eksendedir. Dün böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacak. Bizim dostluğumuzu kazanan ya da kazanacak diğer ülkeler için yeni bir dönemin başlangıcı diyebiliriz.”
– “Miçotakis ile çok açık ve net konuştuk”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan’da adaların silahlandırılması meselesine ilişkin soru üzerine, bunu Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile çok açık, net konuştuklarını belirtti. Konuyla ilgili Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da kendi muhatabıyla bunları konuştuğunu ve konuşacağını dile getiren Erdoğan, “Tabii bu iş sadece Yunanistan’dan kaynaklanmıyor, malum Beyaz Saray’daki dostları ve lobi, sürekli olarak bunları tahrik ediyor. Bu tahrik neticesinde de zaman zaman arzu edilmeyen durumlar meydana geldi. Dışişleri Bakanımız Hakan Bey kendi muhatabıyla görüşüyor, Danışmanım Çağatay Kılıç’ın, Miçotakis’in özel temsilcisiyle olan münasebetleri bu süreci çok daha farklı kılacaktır. Bunu da süratle aşacağımıza inanıyorum.” ifadesini kullandı.
– “Mısır ile ilişkilerin geliştirilmesi özellikle ekonomik potansiyelimizi de ciddi manada artıracaktır”
Körfez turunun Mısır ile ilişkilerin düzelmekte olduğu bir dönemde yapıldığına işaret edilerek, “Aktüel ekonomik çerçeve gayet olumlu. Bu çerçevenin dışında nasıl sonuçlar bekleyebiliriz? Mesela Doğu Akdeniz jeopolitiği ve Mavi Vatan’a dair meselelerde Yunanistan, İsrail ve Mısır’ın mevcut pozisyonlarını dikkate aldığımızda Körfez turunun etkileri nasıl olur?” sorusunu ise Erdoğan, şöyle yanıtladı:
“Bu Körfez ziyaretimde liderlerle yaptığımız özel görüşmede gördüm ki Mısır konusunda attığımız adım onları ciddi manada memnun etmiş. Hepsi de bize teşekkür etti. Yani Mısır ile büyükelçilerin atanmış olması, bizler için bölgede yeni bir gelişmenin olması durumudur. Bundan dolayı memnun olduklarını gördüm. Şimdi gerek bakan arkadaşlarımız gerek iş insanlarımız Mısır ile ilişkilerini geliştiriyorlar. Mısır ile ilişkilerin geliştirilmesi özellikle ekonomik potansiyelimizi de ciddi manada artıracaktır. Bir de Libya ile doğal gaz noktasında attığımız adımlar, aldığımız mesafeler var. Bu da birilerini rahatsız etmişti. Bu gelişmelerle birlikte Türkiye’nin Mısır ile ilişkileri çok daha farklı bir şekilde gelişecektir. Önümüzde Libya’ya inşallah bir ziyaretim olacak. Libya ile birlikte belki Kuzey Afrika’da bazı ülkelere de bir ziyaret turu düzenleme durumumuz olabilir. Bu ziyaretleri yapmadan mesafe almanız mümkün değil.”
– Netanyahu’nun ziyareti ve İsrail gazı
İsrail medyasında son günlerde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Türkiye ziyaretine ilişkin değerlendirmeler yapıldığı ve İsrail’in doğal gazının Akdeniz’den Türkiye üzerinden Avrupa’ya arzının söz konusu olduğuna ilişkin ifadelerin bulunduğunun hatırlatılmasının ardından değerlendirmesi sorulan Erdoğan, şunları söyledi:
“Burada zaten en sağlıklı proje, Türkiye üzerinden doğal gazın Avrupa’ya ulaşmasıdır. Yoksa Akdeniz’den Avrupa’ya doğal gaz sevkiyatı maliyetleri itibarıyla çok fazla. Ama Türkiye’den olduğu zaman hem Türkiye olarak bunu kullanma noktasında karlı bir sürece girmiş olacağız hem de Avrupa’ya bu işin naklinde belli bir oran imkanımız olacak.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Berat Bey’in döneminde böyle bir adım atılmıştı. O adım kesintiye uğradı. Şimdi ise bu atacağımız adımla ilk defa Netanyahu ile bir temas kuruyoruz. Temennim odur ki bu gelişme, Türkiye-İsrail ilişkilerinde çok daha sıcak bir dönemin başlangıcı olsun.”