21.8 C
Lefkoşa

Kral Tepesi’ndeki kazılarda gün yüzüne çıkarılan eser sayısı bini aştı

- Advertisement -

Karpaz bölgesinde, Kaleburnu köyünde bulunan Kral Tepesi’ndeki arkeolojik kazı çalışmaları, pandemi sürecinin ardından ilk kez bu yıl yeniden yapılıyor. 

2005 yılında başlayan ve aralıklarla bugüne kadar devam eden kazılarda ortaya çıkarılan eski eser sayısı ise bini aştı.

Bölgenin 2004 yılında tesadüfen keşfedilmesiyle başlayan serüven, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Doğu Akdeniz Kültür Mirasını Araştırma Merkezi projesi, TC Lefkoşa Büyükelçiliği Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği (KEİ) Ofisi finansmanı ve Eski Eserler ve Müzeler Dairesi denetiminde devam ediyor.

Kral Tepesi, Kaleburnu köyünün geçmişinin 6 bin yıl önceye gittiğini gösteren Neolitik Dönem ve 3 bin 200 yıl öncesine dayanan Geç Tunç Çağı’na ışık tutuyor. Kıbrıs’ın ilk kez Akdeniz dünyasında bir baş aktör olarak sahneye çıkışı da “bakırın pazarlanmasıyla” Geç Tunç Çağı’na denk geliyor. 

Bölgede 2014 yılında açığa çıkartılan tunç istif, Doğu Akdeniz coğrafyasındaki en büyük istiflerden biri olarak göze çarparken, bu ticaret anlamında Doğu Akdeniz coğrafyası ile Kral Tepesi’nin bağlantılı olduğunu gösteriyor. Bunun en önemli delillerinden bir tanesi de Anadolu-Kıbrıs ilişkileri… 

Kaleburnu’nun geçmişin toplumsal, siyasal örgütlenme yapısı içinde bir merkez ve bir nevi krallık gibi bölgeye egemen olduğu da öne çıkan bulgular arasında yer alıyor.

Bölgede bulunan 25 kişilik ekip, sadece arkeolojik kalıntıları değil insanların nasıl konutlarda yaşadığını, hangi çanak-çömlek kapları, taş aletleri kullandığını, ne yediklerini, ne içtiklerini, hangi hayvanları avladıklarını, ne ektiklerini, ne biçtiklerini, Kıbrıs’a nereden geldiklerini ve nereye göç verdiklerini de öğrenmeye çalışıyor. 

Arkeolojiyi, “idealist insanların mesleği” olarak niteleyen DAÜ Doğu Akdeniz Kültür Mirasını Araştırma Merkezi Başkanı Doç. Dr. Bülent Kızılduman, çalışmalarını Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) anlattı.

-Tesadüfi ilk keşif 2004 yılında…

Bölgenin ilk keşfinin 2004 yılında olduğunu ifade eden Kızılduman, DAÜ’den iki akademisyenin, bölgede doğa yürüyüşü yaparken, tesadüfen tepeye çıktığını ve kaldırdıkları taşın altında çok sayıda tunçtan eser gördüğünü dile getirdi.

Kızılduman, Eski Eserler ve Müzeler Dairesi yetkilileriyle birlikte bölgeye giderek, kalıntıların gerçekten geçmişin kalıntıları olduğunu tespit ettiklerini ve bunun üzerine ilk kez 2005 yılında Kral Tepesi’nde arkeoloji projesi başlattıklarını belirtti.

İlk etapta 2006’ya kadar Avrupa’dan farklı yerlerden finansman bulunduğunu ancak daha sonra Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin resmen devreye girişiyle birlikte yaptığı baskılar sonucunda Avrupa’daki finansman kaynaklarının kaybedildiğini dile getiren Kızılduman, yerli ölçekte buldukları kaynaklarla projeye devam ettiklerini, son yıllarda ise KEİ Ofisi’nin sağladığı finansmanla kazı çalışmalarının sürdüğünü söyledi. KEİ Ofisine teşekkür eden Kızılduman, “Onların desteği sayesinde proje yeniden hayat buldu” dedi. 

-Pandemi süreci sonrasındaki ilk kazı çalışması 

Pandemi sürecinin ardından kazı çalışmalarının bu yıl yeniden başladığını ifade eden Kızılduman, 2005 yılından bugüne kesintilere uğrayarak, devam eden çalışmaların Eski Eserler ve Müzeler Dairesi’nin denetiminde ve kontrolünde yapıldığını belirtti. 

Bu yıl 15 Temmuz’da ilk olarak Kazı Evinde (kamp alanı) bakım ve onarım, bir hafta sonra ise arazi çalışmalarının başladığını kaydeden Kızılduman, arazi çalışmalarının 30 Ağustos’ta sona ereceğini ifade etti ve süreci şöyle özetledi: 

“Beş günlük bir dokümantasyon çalışmasının ardından bütün bulduğumuz eserleri Eski Eserler ve Müzeler Dairesi’ne teslim edeceğiz. Projeden sonra Daireden gerekli izinleri alınarak, Üniversitenin veya Dairenin uygun gördüğü mekanlarda restorasyon, konservasyon süreçleri devam edecek. Bu meşakkatli ve uzun bir süreç yani sadece arazide kazmak, kazıp, çıkarmak değil bulunan eserlerin restorasyon ve konservasyonunun yapılması ve sürdürülebilir bir yapıda geleceğe aktarılabilmesi için tüm süreçlerin tamamlanması gerekiyor.

-“Hedefimiz adanın kültürel mirasını kayıt altına alıp, geçmişi aydınlatarak, sürdürülebilir bir yapı içerisinde geleceğe aktarmak”

“Bizim hedefimiz adanın kültürel mirasını kayıt altına alıp, geçmişi aydınlatarak, sürdürülebilir bir yapı içerisinde geleceğe aktarmak” diyen Bülent Kızılduman, şu andaki Kral Tepesi kazı ekibinin toplam 25 kişiden oluştuğunu söyledi. Kızılduman, ekipte, arkeolog, antropolog, sanat tarihçi, restoratör, konservatör, mimar, biyolog olmak üzere farklı disiplinlerden gelen kişiler bulunduğunu ifade etti.

Kızılduman, “Geçmişi araştırıyoruz ama biz sadece arkeolojik kalıntılar veya insanın elinden çıkmış kalıntıları araştırmıyoruz, biz aynı zamanda insanların geçmişte ne yediğini, ne içtiğini ve ekolojik çevreyi de araştırıyoruz” diye konuştu.

-Kral Tepesi’nde iki farklı dönem… Kaleburnu köyünün geçmişi 6 bin yıl öncesine dayanıyor

Kral Tepesi’nde iki farklı dönem olduğunu dile getiren Kızılduman, bir tanesinin Kaleburnu köyünün geçmişinin 6 bin yıl öncesine gittiğini gösteren Çanak Çömlekli Neolitik yani seramikli Neolitik Dönem, diğerinin ise 3 bin 200 yıl öncesine dayanan Geç Tunç Çağı olduğunu söyledi. 

Çanak Çömlekli Neolitik Dönemle ilgili Karpaz Yarımadası’nda bilimsel kazı yapılan hiçbir yer olmadığını kaydeden Kızılduman, insanların nasıl konutlarda yaşadığını, hangi çanak çömlek kapları, taş aletleri kullandığını, ne yediklerini, ne içtiklerini, hangi hayvanları avladıklarını, ne ektiklerini-biçtiklerini, Kıbrıs’a nereden geldiklerini ve deniz aşırı hangi bölgelere ulaştıklarını öğrenmeye çalıştıklarını belirtti. 

-Bakırın pazarlanması ve Kıbrıs’ın ilk kez Akdeniz dünyasında sahneye çıkışı 

Geç Tunç Çağı’nın ise bambaşka bir dönem olduğunu ifade eden Bülent Kızılduman, Kıbrıs’ın ilk kez Akdeniz dünyasında bir baş aktör olarak sahneye çıkışının “bakırın pazarlanmasıyla” bu dönemde olduğunu söyledi. Bu pazarlama süreciyle Kıbrıs bakırı ve ürünlerinin Akdeniz hinterlandında çok geniş bir coğrafyaya yayıldığını belirti. Bülent Kızılduman, Kral Tepesi’ndeki tunç ürünlerinin benzerlerinin Suriye, Filistin, Lübnan, Anadolu, Mısır, Kıta Yunanistan, Sicilya, Sardinya’ya kadar oldukça geniş bir coğrafyada görüldüğünü kaydetti.

Geç Tunç Çağı’nda tarihte ilk Kıbrıs Kralı olarak adlandırılan Kuşmeşuşa’nın hüküm sürdüğü yıllarda daha küçük ölçekli krallıklardan bir tanesinin de olasılıkla Kral Tepesi’nde olduğunu ifade eden Kızılduman, Kral Tepesi’nin diğer adının “Vasili” olduğunu söyledi. 

-“Doğu Akdeniz coğrafyasındaki en büyük istiflerden biri”

Çalışmalar sonucunda Kaleburnu’nun geçmişin toplumsal, siyasal örgütlenme yapısı içerisinde bir merkez olduğunu ve bu merkezin oldukça etkin, bir nevi krallık gibi bölgeye egemen olduğunu öğrendiklerini dile getiren Kızılduman, buluntu olarak 2014 yılında açığa çıkartılan tunç istifin ise Doğu Akdeniz coğrafyasındaki en büyük istiflerden birisi olduğunu vurguladı. 

Kızılduman, “istif”i, insanların toplu olarak satmak veya başka amaçlar için sakladığı eserler olarak tanımladı.

2014 yılındaki istif içinde bulunan 112 tunçtan eserin çok önemli ve değerli olduğunu kaydeden Kızılduman, “Çünkü bu bize ticaret anlamında Doğu Akdeniz coğrafyası ile Kral Tepesi’nin bağlantılı olduğunu gösteriyor… Bunun en önemli delillerinden bir tanesi Anadolu-Kıbrıs ilişkileri” diye konuştu.

-“Eserleri lokal bir müzede sergilemek istiyoruz”

Eserleri, çıktığı yerde lokal bir müzede sergilemek istediklerini ifade eden Kızılduman,  Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu’nun direktifleri doğrultusunda müze için de çalıştıklarını belirtti. Kızılduman, müzenin, Kıbrıs’taki birçok müzeden farklı olarak çağdaş, bilimsel bir yapıya sahip olacağını ve okul öncesi eğitimden, görme engellilere kadar geniş kapsamda ele alınacağını söyledi. 

-“Uzun yıllar daha Kral Tepesi’nde ve farklı alanlarda arkeolojik çalışmalar yapmaya devam edeceğiz” 

Çalışmaların ne kadar süreceği sorusu üzerine Kızılduman, şöyle konuştu: 

“Arkeolojiden hiçbir zaman umduğunuzu, beklentinizi alamazsınız. O size kendi istediğini verir, kendi içerisindekini size sunar. Şu anda toprak altında ne olduğunu bilemiyoruz. Evet, bir bilim insanı olarak buna yönelik tahminlerde bulunabiliyorum ve şu anda gördüğüm kadarıyla oldukça uzun yıllar daha biz bu bölgede Kral Tepesi’nde ve farklı alanlarda arkeolojik çalışmalar yapmaya, geçmişi aydınlatmaya devam edeceğiz.”

DAÜ olarak Bakanlık ile birlikte bölgeye bilimsel bağlamda bir yatırım yaptıklarını vurgulayan Kızılduman, bunun kendisinden sonra genç arkeologların takip edeceği bir süreç olacağını ifade etti.

-Bir sonraki arazi çalışması planı 2025 yılının Temmuz ayında

Bir sonraki arazi çalışmasının 2025 yılının Temmuz ayında yapılmasının planlandığını dile getiren Kızılduman, gelecek yıl iki aylık bir çalışma yapmak istediklerini söyledi. “Biz sadece araziden çıkan eserleri alıp, depolara koymuyoruz” diyen Kızılduman, diğer aşamaların gelecek yıla kadar aralıksız devam edeceğini vurguladı.

Arkeolojinin sorumluluğu çok yüksek bir bilim dalı olduğuna dikkat çeken Bülent Kızılduman, “Arkeoloji geçmişi aydınlatmaya çalışıyor ama geçmişi aydınlatmaya çalışırken, oldukça dikkatli davranılması ve bütün çalışmaların bilimsel olarak yürütülmesi gerekiyor” dedi. 

Araziye çıkmanın oldukça meşakkatli ve zor olduğunu ifade eden Kızılduman, “Yazın sıcağı değil, yazın yorucu temposu değil, Kral Tepesi arazi açısından da dünyada yüz tane çok zor yer varsa arkeologların çalışabileceği, o yüzün içerisinde yer alıyor” diye konuştu. Bülent Kızılduman, bu zorluğu dile getirirken, 2014 yılında Kral Tepesi’nde ki çalışmalar sırasında yaşamını yitiren Alman Arkeolog Lothar Johann Fritz Herling’i de andı.

-“Arkeoloji idealist insanların mesleği”

“Arkeolog olması gereken kişinin idealist olması gerekiyor. Arkeoloji idealist insanların mesleğidir. Hayata sıkı sıkıya bağlı olan tutkuları peşinde koşan insanların mesleğidir” diyen Bülent Kızılduman, Kral Tepesi’ndeki ekip içerisinde yer alan herkesin o tutkunun peşinden koşan, idealist insanlar olduğunu söyledi. Kızılduman, özellikle arazi çalışmalarını yürüten, güneş altında büyük bir özveriyle, tehlikelere karşı çalışan kişilerin bu hayatta görülebilecek en idealist insanlardan bazılarını oluşturduğunu vurguladı.

- Advertisement -

Son Haberler

KSTU soruşturması… 

Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi (KSTU) soruşturması kapsamında...

Hasipoğlu: “UBP, tarihinin en büyük kurultayına hazır”

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, 21...

Erdoğan: Anayasanın ilk dört maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yok

 Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Milletimizi darbe anayasasından kurtarmak, Türkiye'nin önünü...

Gazileri Anma Günü dolayısıyla Boğaz Şehitliği’nde tören düzenlendi

 19 Eylül Gazileri Anma Günü dolayısıyla Girne Boğaz Şehitliği’nde...

Sponsor

Göz Atın

Hayvan üreticileri Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı önünde…

Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği’nin eylemi üçüncü gününde devam...

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Ercan Havalimanı’nda incelemelerde bulundu

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Ercan Havalimanı’nda incelemelerde...

Taçoy’dan Erdoğan’a kutlama…

UBP Milletvekili Hasan Taçoy, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip...

Sol Gençlik’ten vicdani reddini açıklayan Hürben’e destek

Sol Gençlik, vicdani reddini açıkladığı için hapis cezasıyla karşı...

2 araç sürücüsü tutuklandı, 16 araç ise trafikten men edildi

Ülke genelinde polis tarafından yapılan trafik denetiminde 2 araç sürücüsü...

KSTU soruşturması… 

Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi (KSTU) soruşturması kapsamında tutuklu yargılanan okulun genel sekreteri ve hissedarlarından S.G., ve okulun uluslararası ofis sorumlusu A.S., devam...

Hasipoğlu: “UBP, tarihinin en büyük kurultayına hazır”

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, 21 Eylül Cumartesi günü yapılacak 23’üncü Olağan Kurultay için hazırlıklarda son aşamaya gelindiğini açıkladı. Hasipoğlu yaptığı yazılı...

Erdoğan: Anayasanın ilk dört maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yok

 Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Milletimizi darbe anayasasından kurtarmak, Türkiye'nin önünü açmak istiyoruz. Siyaset kurumunun da yapıcı ve mutedil yaklaşması gerektiğine inanıyoruz" dedi. Erdoğan, Türkiye Müteahhitler Birliğince...

Gazileri Anma Günü dolayısıyla Boğaz Şehitliği’nde tören düzenlendi

 19 Eylül Gazileri Anma Günü dolayısıyla Girne Boğaz Şehitliği’nde tören düzenlendi. Törene, Girne Kaymakamı Cemal Özcemoğlu, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı (GKK) adına Tuğgeneral Mehmet Ali Akbaş,...

Arıklı: “Gazilerimiz birlik ve bütünlüğümüzün teminatıdır”

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Arıklı, Gaziler Günü nedeniyle yayımladığı mesajda, gazilerin, ülkenin birlik ve bütünlüğünün teminatı olduğunu söyledi. Bakanlık’tan yapılan açıklamaya göre, Bakan Arıklı, Gaziler...

Ataoğlu, TÜRKSOY Opera Günleri etkinliğine katılmak için ülkede bulunan sanatçıları kabul etti

Başbakan Yardımcısı Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, TÜRKSOY Opera Günleri etkinliğine katılmak için ülkede bulunan sanatçıları kabul etti. Kültür Dairesi Müdürü Şirin...

KTÖS ve KTOEÖS, Milli Eğitim Bakanlığı önünde eylem yaptı

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) ve Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), eğitimdeki sorunlara dikkat çekmek için Milli Eğitim Bakanlığı önünde eylem yaptı. Eylemde...

Mehmet Bilginoğlu yaşamını yitirdi

Sevilen sayılan isim Mehmet Bilginoğlu yaşamını yitirdi.  Bilginoğlu'nun vefatı başta ailesi olmak üzere tüm sevenlerini yasa boğdu.  Mehmet Bilginoğlu, yarın Tanpınar Camisi'nde kılınacak öğle namazına müteakip...

“Cemile Yardımı” alanların maaşlarına yüzde 19,19 artış yapıldı

Bakanlar Kurulu, Cemile yardımı kapsamında maaş alan 5 kişinin maaşlarına 1 Eylül 2024 itibarıyla yüzde 19,19 oranında zam yapılmasına karar verdi. Bakanlar Kurulu, Maliye Bakanlığı'na...