Yeşilırmak Direniş ve Bütünleşme Günü’nün 49’uncu yıldönümü törenlerle kutlandı ve direnişte şehit düşenler anıldı.
Yeşilırmak Direniş ve Bütünleşme Günü’nün 49’uncu yıldönümü nedeniyle ilk tören Yeşilırmak Şehitliği’nde düzenlendi. Tören, şehitliğe çelenklerin sunulmasıyla başladı. Saygı duruşu, saygı atışı ve İstiklal Marşı eşliğinde bayrakların göndere çekilmesiyle devam eden törende daha sonra protokol tarafından özel defter imzalandı. Tören dini vecibenin yerine getirilmesi ve şehit kabirlerine çiçek bırakılmasıyla sona erdi.
Yeşilırmak’taki ikinci tören, 5 Eylül Meydanı’ndaki Atatürk Büstü önünde yapıldı. Tören, protokol tarafından çelenklerin anıta sunulmasıyla başladı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla devam eden tören, protokol tarafından tören birliklerinin denetlenmesiyle sürdü.
Törende daha sonra günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapan Piyade Üsteğmen Sedat Genç, Yeşilırmak halkının içinde bulundukları imkansızlıklara rağmen örnek bir mücadele gösterdiğine işaret ederek, bu mücadelenin Türk milletinin baskı, zulüm ve zorbalığa karşı asla boyun eğmeyeceğinin bir göstergesi olduğunu vurguladı.
Yeşilırmak Muhtarı İsmet Özpolat da Yeşilırmak’ın barış harekatıyla özgürlüğüne kavuşan Türk topraklarıyla bütünleşip, şanlı bir mücadele gösterdiğini belirtti. Özpolat, Yeşilırmak halkının şanlı mücadelede anavatandan gönderilen silah ve cephaneyi yurdun diğer bölgelerine ulaştırdığını, direndiğini ve teslim olmadığını ifade etti.
Törene katılan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise Yeşilırmak’ta kahramanlıkla sürdürülen efsanevi direnişin 49’uncu yıldönümü olduğunu belirtti. Tatar, Yeşilırmak halkının son kurşununa kadar direndiğini, şehitler verdiğini, bedeller ödediğini ancak umudunu yitirmeden mücadele edip, anavatandan gelen silahların adaya dağıtılmasında büyük rol oynadığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türklerinin çok acılar çektiğini, yıllarca direndiğini vurgulayarak, Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluş anlaşmasında Kıbrıs Türk halkının Rum halkı kadar egemen olduğunu ama malesef kötü niyetli EOKACI’ların Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak için bu cumhuriyeti bir sıçrama tahtası olarak gördüğünü anlattı.
20 Temmuz 1974’te Mehmetçiğin adaya ayak basmasının Kıbrıs’ta bir dönüm noktası olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, 5 Eylül 1974’te Türk bölgelerinin bütünleşmesiyle KKTC’nin sınırlarının çizilmiş olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ta eşitlik temelinde bir anlaşma için artık yeni siyasetin kabul edilmesi gerektiğinin altını çizerek, yeni siyasetin, egemen eşitlik ve uluslararsı statünün teyidiyle ancak Kıbrıs’ta bir müzakere süreci ve 2 devletin işbirliğiyle bir anlaşma olabileceğini ortaya koyduğunu kaydetti. Kıbrıs Türkü’nün bu kadar bedeller ödedikten sonra asla Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yama olmayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, “Doğu Akdeniz’de bir Türk devleti olarak bir anlaşmanın parçası ve Türkiye ile birlikte bu coğrafyada ulusal çıkarlarımızı ve varlığımızı devam ettirmek için mücadeleye devam ediyoruz. Şehitlerimize ‘ Kıbrıs’ta asla Türk Milleti geri adım atmayacaktır’ sözünü veriyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Rcep Tayyip Erdoğan’ın insanlığa yön veren önemli bir toplantıda KKTC’den ve her vesileyle Kıbrıs Türk hakının egemen eşitliğinden bahsettiğine işaret ederek, KKTC’nin ancak egemen eşitlik ve uluslararası statünün tanınmasıyla bölgede sağlanacak bir dengenin, barış, huzur, güvenlik ve esenliğin bir parçası olabileceğini ifade etti.
Kıbrıs’a barışın 1974’te Mehmetçiğin adaya gelmesiyle başladığını ve o günden bu güne barış, huzur ve güvenlik içinde yaşandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, “Türkiye’nin garantörlüğü ve Türk askerinin varlığı bizler için hayati ve yaşamsal öneme haizdir’ dedi.
Konuşmaların ardından tören, şiirler okunması ve ardından resmi geçitle sona erdi.