“Dünyamızın geleceği konusunda geçtiğimiz yıl burada yaptığımız değerlendirmelere kıyasla daha iyimser tablo çizmek mümkün değildir. Karşımızdaki fotoğraf, küresel ölçekte daha karmaşık, daha tehlikeli sınamalarla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Kendi ülkemin güneyinde, kuzeyinde, doğusunda ve batısında birçok çatışma, savaş, insani kriz ve sosyal gerilim yaşanıyor. Küresel ekonomik sorunlarla birleşerek büyüyen bu sınamalarla baş etmek her geçen gün daha da zorlaşıyor. Avrupa’nın doğu sınırlarında yaşanan savaş, ekonomiden güvenliğe her alanda ciddi sorunlar ortaya çıkardı.
BM Güvenlik Konseyi, artık dünya güvenliğinin teminatı olmaktan çıkmış, 5 ülkenin siyasi stratejilerinin çarpışma alanı haline gelmiştir.Küresel hırslar nedeniyle teröre göz yumanlar var.
UKRAYNA-RUSYA SAVAŞI
Savaşın, Ukrayna’nın bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü temelinde, diplomasi ve diyalogla sona erdirilmesine yönelik çabalarımızı artırarak sürdüreceğiz. Barış için yeni gündem oluşmalı. Hem Rusya hem de Ukrayna’yı masada tutmaya çalışıyoruz.
SURİYE’DEKİ GELİŞMELER
Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğine en büyük tehdit, bu ülke üzerinde hesabı olan güçlerin güdümündeki terör örgütlerine verilen açık destektir. Suriye ve Irak başta olmak üzere Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Sahel’de, kendi çıkarları için DAEŞ ve benzerlerini paravan olarak kullananların riyakarlıklarından bıktık. Suriye halkı teröre isyan noktasına geldi. Bölgede her sıkıştığında DAEŞ bahanesine sığınanların oyunu ifşa oldu.
Sırf kendi siyasi, ekonomik çıkarları için terör örgütleriyle çalışmaya devam eden ülkelerin, terörden ve bağlantılı sorunlardan şikayet etme hakkı yoktur.
Birleşmiş Milletler’in öncülüğünde dünyanın güvenliğini, huzurunu, refahını sağlamakla görevli kurumları hızla yeniden yapılandırmalıyız.
Coğrafyasıyla ve demografisiyle, dünyadaki tüm kökenleri, inançları, kültürleri temsil yeteneğine sahip bir küresel yönetim mimarisi inşa etmeliyiz.
Bir kez daha diyoruz ki dünya 5’ten büyüktür, daha adil bir dünya mümkünüdür.
ULUSLARARASI TOPLUMA KKTC’Yİ TANIMA ÇAĞRISI
Uluslararası toplumu, KKTC’nin bağımsızlığını tanımaya, bu ülkeyle diplomatik, siyasi ve ekonomik bağlar kurmaya davet ediyoruz. Ada’daki BM Barış Gücü’nden tarafsızlığa riayet bekliyoruz. İtibarı zedelenen bu gücün, Kıbrıs’ta yeni itibar kaybıyla karşı karşıya kalmasını istemeyiz.
Ortadoğu’ya kalıcı barışın gelebilmesi, ancak Filistin-İsrail sorununun nihai bir çözüme kavuşturulmasıyla mümkündür. 1967 sınırları temelinde bağımsız ve coğrafi bütünlüğü haiz Filistin devleti hayata geçirilmeden, İsrail’in de aradığı huzuru ve güveni bulabilmesi zordur.
AB’YE ÜYELİK SÜRECİ
AB’den beklentimiz,ülkemize yönelik yükümlülüklerini süratle yerine getirmesidir,Türkiye’ye yönelik sergilenen ikircikli tavırların son bulması gerekiyor.
AZERBAYCAN-ERMENİSTAN GERİLİMİ
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki görüşme sürecini başından beri destekledik. Ancak Ermenistan’ın bu tarihi fırsatı değerlendiremediğini görüyoruz. Ermenistan’ın başta Zengezur Koridoru’nun açılması olmak üzere, verdiği sözleri yerine getirmesini bekliyoruz. Artık herkesin kabul ettiği gibi, Karabağ, Azerbaycan toprağıdır. Bunun dışında bir statünün dayatılması asla kabul edilmeyecektir. Ermenistan-Azerbaycan arasındaki son olumsuz gelişmeyi kesinlikle kınıyorum ve bölgedeki gelişmelerin süratle sona ermesini temenni ediyorum.
SIFIR ATIK HAREKETİ’NDE DESTEK ÇAĞRISI
Çocuklarımıza, bilinçsiz tüketimden doğan kirliliğe boğulmuş ve doğal kaynakları tüketilmiş bir dünyayı miras bırakamayız. Buradan tüm ülkeleri, uluslararası kurumları ve sivil toplum kuruluşlarını Sıfır Atık Hareketine destek vermeye davet ediyorum.
KURAN’A YÖNELİK SALDIRILAR
Bilhassa gelişmiş ülkelerde bir virüs gibi yayılan ırkçılık, yabancı karşıtlığı, İslam düşmanlığı, artık tahammül edilemeyecek seviyelere ulaşmıştır. Avrupa’da Kur’an’a karşı saldırılara, ifade özgürlüğü maskesi altında izin vererek eylemleri teşvik eden zihniyet, kendi eliyle geleceğini karartmaktadır.
Aileye sahip çıkmak insanlığın istikbaline sahip çıkmaktır.Küresel dayatmalar karşısında dostlarımızı ailenin korunmasına hassasiyet göstermeye çağırıyorum.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’na hitap etti. Erdoğan, konuşmasında BM Güvenlik Konseyi için, “Artık dünya güvenliğinin teminatı olmaktan çıkmış, 5 ülkenin siyasi stratejilerinin çarpışma alanı haline gelmiştir.” eleştirisinde bulundu. Ukrayna-Rusya savaşına yönelik de, “Savaşın Ukrayna’nın bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü temelinde, diplomasi ve diyalogla sona erdirilmesine yönelik çabalarımızı artırarak sürdüreceğiz. Barış için yeni gündem oluşmalı.” dedi. Erdoğan, uluslararası topluma bir kez daha KKTC’yi tanıma çağrısında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle;
“Dünyamızın geleceği konusunda geçtiğimiz yıl burada yaptığımız değerlendirmelere kıyasla daha iyimser tablo çizmek mümkün değildir. Karşımızdaki fotoğraf, küresel ölçekte daha karmaşık, daha tehlikeli sınamalarla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Kendi ülkemin güneyinde, kuzeyinde, doğusunda ve batısında birçok çatışma, savaş, insani kriz ve sosyal gerilim yaşanıyor. Küresel ekonomik sorunlarla birleşerek büyüyen bu sınamalarla baş etmek her geçen gün daha da zorlaşıyor. Avrupa’nın doğu sınırlarında yaşanan savaş, ekonomiden güvenliğe her alanda ciddi sorunlar ortaya çıkardı.
BM Güvenlik Konseyi, artık dünya güvenliğinin teminatı olmaktan çıkmış, 5 ülkenin siyasi stratejilerinin çarpışma alanı haline gelmiştir.Küresel hırslar nedeniyle teröre göz yumanlar var.
UKRAYNA-RUSYA SAVAŞI
Savaşın, Ukrayna’nın bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü temelinde, diplomasi ve diyalogla sona erdirilmesine yönelik çabalarımızı artırarak sürdüreceğiz. Barış için yeni gündem oluşmalı. Hem Rusya hem de Ukrayna’yı masada tutmaya çalışıyoruz.
SURİYE’DEKİ GELİŞMELER
Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğine en büyük tehdit, bu ülke üzerinde hesabı olan güçlerin güdümündeki terör örgütlerine verilen açık destektir. Suriye ve Irak başta olmak üzere Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Sahel’de, kendi çıkarları için DAEŞ ve benzerlerini paravan olarak kullananların riyakarlıklarından bıktık. Suriye halkı teröre isyan noktasına geldi. Bölgede her sıkıştığında DAEŞ bahanesine sığınanların oyunu ifşa oldu.
Sırf kendi siyasi, ekonomik çıkarları için terör örgütleriyle çalışmaya devam eden ülkelerin, terörden ve bağlantılı sorunlardan şikayet etme hakkı yoktur.
Birleşmiş Milletler’in öncülüğünde dünyanın güvenliğini, huzurunu, refahını sağlamakla görevli kurumları hızla yeniden yapılandırmalıyız.
Coğrafyasıyla ve demografisiyle, dünyadaki tüm kökenleri, inançları, kültürleri temsil yeteneğine sahip bir küresel yönetim mimarisi inşa etmeliyiz.
Bir kez daha diyoruz ki dünya 5’ten büyüktür, daha adil bir dünya mümkünüdür.
ULUSLARARASI TOPLUMA KKTC’Yİ TANIMA ÇAĞRISI
Uluslararası toplumu, KKTC’nin bağımsızlığını tanımaya, bu ülkeyle diplomatik, siyasi ve ekonomik bağlar kurmaya davet ediyoruz. Ada’daki BM Barış Gücü’nden tarafsızlığa riayet bekliyoruz. İtibarı zedelenen bu gücün, Kıbrıs’ta yeni itibar kaybıyla karşı karşıya kalmasını istemeyiz.
Ortadoğu’ya kalıcı barışın gelebilmesi, ancak Filistin-İsrail sorununun nihai bir çözüme kavuşturulmasıyla mümkündür. 1967 sınırları temelinde bağımsız ve coğrafi bütünlüğü haiz Filistin devleti hayata geçirilmeden, İsrail’in de aradığı huzuru ve güveni bulabilmesi zordur.
AB’YE ÜYELİK SÜRECİ
AB’den beklentimiz,ülkemize yönelik yükümlülüklerini süratle yerine getirmesidir,Türkiye’ye yönelik sergilenen ikircikli tavırların son bulması gerekiyor.
AZERBAYCAN-ERMENİSTAN GERİLİMİ
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki görüşme sürecini başından beri destekledik. Ancak Ermenistan’ın bu tarihi fırsatı değerlendiremediğini görüyoruz. Ermenistan’ın başta Zengezur Koridoru’nun açılması olmak üzere, verdiği sözleri yerine getirmesini bekliyoruz. Artık herkesin kabul ettiği gibi, Karabağ, Azerbaycan toprağıdır. Bunun dışında bir statünün dayatılması asla kabul edilmeyecektir. Ermenistan-Azerbaycan arasındaki son olumsuz gelişmeyi kesinlikle kınıyorum ve bölgedeki gelişmelerin süratle sona ermesini temenni ediyorum.
SIFIR ATIK HAREKETİ’NDE DESTEK ÇAĞRISI
Çocuklarımıza, bilinçsiz tüketimden doğan kirliliğe boğulmuş ve doğal kaynakları tüketilmiş bir dünyayı miras bırakamayız. Buradan tüm ülkeleri, uluslararası kurumları ve sivil toplum kuruluşlarını Sıfır Atık Hareketine destek vermeye davet ediyorum.
KURAN’A YÖNELİK SALDIRILAR
Bilhassa gelişmiş ülkelerde bir virüs gibi yayılan ırkçılık, yabancı karşıtlığı, İslam düşmanlığı, artık tahammül edilemeyecek seviyelere ulaşmıştır. Avrupa’da Kur’an’a karşı saldırılara, ifade özgürlüğü maskesi altında izin vererek eylemleri teşvik eden zihniyet, kendi eliyle geleceğini karartmaktadır.
Aileye sahip çıkmak insanlığın istikbaline sahip çıkmaktır.Küresel dayatmalar karşısında dostlarımızı ailenin korunmasına hassasiyet göstermeye çağırıyorum.”