CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, “VYK’nın DAÜ’nün bu noktaya gelmesine yol açan süreçle ilgili sorumluluktaki payını görünmez kılma çabasını asla kabul etmiyoruz” dedi.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, DAÜ ile ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaparak, VYK’nın ve bu organın üyelerini atayan ülke yöneticilerinin DAÜ’nün bu noktaya gelmesine yol açan süreçteki sorumluluktaki payını görünmez kılma çabasını asla kabul etmediklerini ifade etti.
Erhürman, ortaya atılan tüm planlarda DAÜ çalışanlarının haklarıyla ilgili fedakârlık beklentileri bulunduğunu kaydederek, “Kendilerinden fedakârlık beklenen çalışanların süreçten dışlanması değil, sürece katılması en doğrusudur” şeklinde konuştu.
Erhürman, “DAÜ, bu ülkenin göz bebeği olan kurumlardan biridir. Göz göre göre çökertilmesine asla izin vermeyeceğiz” dedi.
Tufan Erhürman’ın tam paylaşımı şu şekilde:
“DAÜ’de kazan kaynıyor. VYK’nın basına yansıyan son girişimlerinden anlıyoruz ki ipler kopma noktasında.
Bilinsin ki, VYK’nın ve bu organın üyelerini atayan ülke yöneticilerinin DAÜ’nün bu noktaya gelmesine yol açan süreçle ilgili sorumluluktaki payını görünmez kılma çabasını asla kabul etmiyoruz.
Bu çabanın yoğunluğu, süreç yönetiminde demokratik ilkelerin ayaklar altına alınması olasılığını güçlendiriyor ki buna da izin vermeyeceğimiz bilinsin!
Şu ana kadar ortaya atılan tüm planlarda DAÜ çalışanlarının haklarıyla ilgili fedakârlık beklentileri bulunduğu açık.
O zaman kendilerinden fedakârlık beklenen çalışanların süreçten dışlanması değil, sürece katılması en doğrusudur. DAÜ Rektörlüğü VYK’nın ya da hükümetin değil, kendilerini seçenlerin güvenini tazeleme yolunu seçmelidir.
Üniversite’nin içinde bulunduğu durum konusunda çalışanlar ve kamuoyu şeffaf biçimde bilgilendirilmeli, Rektörlük geleceğe dönük planını paylaşarak “güven oyu” istemeli, alırsa planını uygulamalı, alamazsa gereğini yaparak diğer demokratik süreçlerin önünü açmalıdır…
Ama bu yetmez! Biz dahil, duyabildiğimiz herkes ülkemizde “yüksek öğretim” alanında kalite odaklı bir yaklaşımın artık kaçınılmaz olduğunu dillendiriyor. Kalite konusunda amiral gemisini veya gemilerini belirleyelim o zaman. Hiç kuşkusuz DAÜ ya amiral gemisi ya da amiral gemilerinden biri olacaktır.
O zaman devletin kaliteyi koruma ve standart belirleme konusunda öncülük edecek bu yapıya öngörülebilir katkısını da belirlemek gerekiyor.
DAÜ’nün nicelikten ziyade niteliği esas almasının yolu, belediyelerde olduğu gibi mahalli gelirlerin veya en azından Mağusa’nın sağladığı mahalli gelirin belli bir oranının her yıl DAÜ’ye aktarılacağını yasada düzenlemek ve DAÜ’yü siyasetten arındıracak yasal düzenlemeleri yapmaktır. Bunun yanında, seçimle gelen organların performansını değerlendirecek kriterleri belirlemek ve bu objektif kriterlere uygun sonuçlar alınmadığı zaman bu organları görevden alma yetkisini açık biçimde ilgili organa vermek gerekir.
DAÜ, bu ülkenin göz bebeği olan kurumlardan biridir. Göz göre göre çökertilmesine de ülkeyi yönettiğini iddia edenlerin ve onların atadıklarının kendilerini sorumluluktan arındırmasına da demokratik olmayan yöntemlerle DAÜ’nün daha fazla siyasileştirilmesine de asla izin vermeyeceğiz.
Mesele DAÜ’dür. Hatta DAÜ’nün de ötesinde ülkedeki yüksek öğretimdir. Herkes işin ciddiyetinin farkına varmak, sorumluluk bilinciyle hareket etmek zorundadır.
Mesele DAÜ’nün de ötesinde ülkedeki yüksek öğretimdir”