Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, 27 Ekim akşamı bir yürüyüşle sokakta eylemlilik sürecini başlatacaklarını açıkladı.
CTP, yeni döneme dair eylem planını paylaşmak, ülkedeki son gelişmeleri değerlendirmek için bugün Paradise Park’ta basın toplantısı düzenledi. Toplantıda CTP milletvekilleri ve belediye başkanları da yer aldı.
Burada konuşan Erhürman, hükümete eleştirilerde bulundu, Kıbrıslı Türklerin sadece yoksullaşmadığını, “yoklaşma”ya da sürüklendiğini söyledi.
“Artık Kıbrıslı Türkler bu ülkede talebi dahi belirleyemiyor” diye konuşan Erhürman, “Bu hızla 5 yıl, belki daha az sürede, bu topraklarda bugün olduğumuz noktada olmayacağımız görülüyor” dedi.
Erhürman, “Biz halkımızla birlikte bir yola çıkmamız gerektiğini düşünüyoruz… Birlikte bu yol yürünecek ve bu yolun sonunda ülke birlikte yönetilecek” diye devam etti.
“Meclis daha çok sokakta, sokak daha çok mecliste olacak demiştik. Sokaktaki eksikliğimiz özeleştirisini yaptığımız bir konudur” diyen Erhürman, 27 Ekim akşamı başlatacakları sokakta eylemlilik süreci için tüm kesimlerle istişare halinde olduklarını anlattı.
Erhürman, “Bunu CTP eylemi olarak görmüyoruz. Biz bunun organizasyonuna soyunduk” dedi.
Bunun 27 Ekim’de başlayıp aynı gece bitecek bir süreç olmadığını ifade eden Erhürman, “Bu sürekliliği olan ve bizi bu zihniyetten kurtarana kadar devam edecek olan bir süreç” dedi.
– “Yüreklerimiz Gazze’de atıyor”
Erhürman konuşmasına Gazze’de yaşananlarla ilgili konuşarak başladı. Hamas’ın saldırısını kınadıklarını anımsatan Erhürman, İsrail’in Gazze’de yaptıklarının da insan olan herkesin vicdanını sızlattığını dile getirdi.
Çocukların öldürüldüğünü, hastanelerin vurulduğunu anlatan Erhürman bunun gerçek anlamda barbarlık olduğunu ve savaş hukukuna uygun olmadığını dile getirdi, “yüreklerimiz Gazze’de atıyor” dedi.
Erhürman daha sonra CTP’nin yol haritasını paylaştı
Mevcut sürecin Ocak 2022’de başladığını anlatan ve o günlerde içinden geçilen süreci özetleyen Erhürman, “Siyasi tarihimizde görülmeyen bir gelişme yaşandı. 24 vekil çıkarmış bir genel başkanın başbakan olamadığı bir süreçle başladık bu kötü günlere” dedi.
Bunun ülke demokrasisine vurulmuş bir darbe olduğunu, yaşananların nedenini, Üçüncü Cumhurbaşkanı Derviş Ertuğruloğlu’nun, “Türkiye Sucuoğlu ile çalışmak istemiyor” diyerek açıkladığını söyleyen Erhürman, “Bu ülke siyasi tarihine vurulan ciddi bir siyasi darbeydi” ifadelerini kullandı.
O dönemde demokrasi hasarına dikkat çekmek için 18 vekille Ercan’dan bir yürüyüş gerçekleştiklerini dile getiren Erhürman bunun ardından ülke tarihinin en büyük istikrarsızlık döneminin yaşandığını söyledi.
-“Kurumsal hafıza darmadağın edildi”
Sürekli başbakan, bakan, müsteşar ve müdürlerin değiştiğini ifade eden Erhürman ülkedeki kurumsal hafızanın darmadağın edildiğini, istikrar kelimesinin pespaye haline getirildiğini dile getirdi.
Aynı dönemde KIBTEK’te yaşananların pes dedirttiğini söyleyen Erhürman ihalesiz akaryakıt alımına işaret etti.
Bu konudaki verileri kamuoyuyla paylaştıklarını dile getiren Erhürman sayıştayın raporuna işaret etti. KIBTEK’in zarara uğratıldığını dile getiren Erhürman, santrallerin bakım onarımı yapılmadığı için ülke çapında elektrik kesintileri yaşandığını ve Güneyden çok yüksek fiyata elektrik almak durumunda kalındığını anımsattı.
KIBTEK’te daha sonra sınavsız münhalsiz istihdamlar yapıldığını, bundan da hiç çekinilmediğini söyleyen Erhürman, ardından hükümetteki bakanların dahi haberi olmaksızın AKSA ile sözleşme imzalandığını anlattı.
Yaz döneminde Ercan’da bir sözleşme imzalandığını ve 59 milyon Euro bağışlandığını söyleyen Erhürman, buna gerekçe olarak pandeminin 27 ay sürmesinin gösterildiğini, öte yandan konu esnaf ve zanaatkara gelince pandeminin 27 ay sürmediğini kaydetti.
Ercan’daki şirketin bu sözleşmenin 2051’de biteceğini hükümetin 2041’de biteceğini söylediğini belirten Erhürman bu itilafın çözümü konusunda KKTC mahkemelerinin de devre dışı bırakıldığını söyledi.
Bu yapılan hataların gelecekte neler yapılacağına da ışık tuttuğunu dile getiren Erhürman örneğin Gazimağusa’da limanların özelleşeceğinin söylendiğini burada da hangi ihale yöntemleri uygulanacağını sözleşmeye ne yazılacağını tahmin etmek için kâhin olmaya gerek olmadığını dile getirdi.
-“Hükümet istifa etmeli”
Basiretsiz, beceriksiz ve umursamaz olarak tanımladığı hükümetin istifa etmesi gerektiğini dile getiren Erhürman tüm bu sorunlar sürerken bir de sürekli kabine değişecek mi tartışmaları yapıldığın kaydetti.
Konuşmasında eğitimdeki sorunlara da işaret eden Erhürman Erenköy lisesinde konteynerlerin su içinde kalması, sınıflarda sıvaların çökmesi gibi örnekler verdi.
Depremden sonraki süreçte okul binalarıyla ilgili gereken adımlar atılmadığını belirten Erhürman, ders kitapları konusuna da değindi, “orada bile iradelerini gösteremediler” dedi.
Utan ve git sloganlarının bu sürecin ardından başladığını da anlatan Erhürman kitaplardaki hatalara değindi.
CTP’nin kamu okullarında tam gün eğitime geçeceğiz demesi üzerine “siz söylersiniz biz yaparız” demek için 2 günlük tam güne eğitime geçtiklerini iddia ettiler diyen Erhürman daha önce pazartesi öğleden sonra 3 saat ders yapılırken şu anda pazartesi ve Salı öğleden sonra toplamında 4 saat eğitim yapılıyor diyerek tek farkın bir saat olduğunu anlattı. “Memleketin altını üstüne getirdiler birçok okulda grevler devam ediyor ama bu umurlarında değil” diyen Erhürman DAÜ konusuna da değindi, DAÜ’de hasarı büyütmek için ellerinden geleni yaptılar şeklinde konuştu.
-“Ekonomik açıdan tarihin en ciddi yoksullaşma dönemindeyiz”
“Ekonomik açıdan tarihin en ciddi yoksullaşma dönemindeyiz, KKTC vatandaşlarının alım gücü her geçen gün eriyor” diyen Erhürman, asgari ücretin zaten yetersiz olduğunu ve özel sektörün önemli kısmının asgari ücret üzerinden ödendiğini kaydetti.
Sadece yoksullaşma olsa bunun belki bir şekilde tolere edilebileceğini ancak yaşanan gelişmelerin toplumu “yoklaşma”ya doğru sürüklediğini dile getiren Erhürman, buna örnekler verdi.
95 oktan benzinden alınan fiyat istikrar fonunun 20 gün içinde 84 kuruştan 5,5 TL’ye çıkarıldığını kaydeden Erhürman, hükümete “benzini ucuzlatma planınız vardı, neden yapmadınız” sorusunu yönelttiklerinde, benzinin Güney Kıbrıs’ta daha ucuz olduğu sürece bu rakamlara satılabileceği, çünkü Kıbrıslı Rumların benzin almak için Kuzeye geçmeye devam edeceği yanıtını aldıklarını ifade etti.
“Artık Kıbrıslı Türkler bu ülkede talebi dahi belirleyemiyor” diyen Erhürman, fiyatı yabancıların belirler hale geldiğini kaydetti.
Araba satışından ev satışına her alanda durumun aynı olduğunu kaydeden Erhürman, “Piyasa kendisini dengeleyemiyor çünkü talep bizden kaynaklanmıyor” dedi.
Plansız şekilde ülkenin sürekli nüfus aldığını ve Kıbrıslı Türklerin kendi hastanesinden okulundan hizmet alamaz hale geldiğini anlatan Erhürman, İskele’de Türkçe bilmeyen öğrenci oranının yüzde 50’yi bulduğunu aktardı.
6 bin öğrencinin Türkçe bilediğini bu rakamın 4 yılda 4’e katlandığını belirten Erhürman bu durumun pandeminden sonra sürat kazandığını aktardı.
-“Nüfus politikası gerekli”
“Bu nedenle nüfus politikası gereklidir dedik. Mülkiyette de nüfusta da 5 yıllık planlamayla birtakım düzenlemeler yapmalıyız dedik” diyen Erhürman “nüfusu biliyoruz ama açıklayamayız” yanıtını aldıklarını söyledi.
Önümüzdeki 5 yılda nüfusun ne olacağına dair projeksyon yapılamayacağını çünkü nüfus politikası olmadığını kaydeden Erhürman, “CTP olarak sokağa inilmesi için mücadele etmenin Kıbrıs Türk halkının tarihsel sorumluluğu olduğunu iddia ediyoruz. Çünkü bu iş bu hızla yaşanırsa 5 yıl belki daha az sürede bu topraklarda bugün olduğumuz noktada olmayacağımız çok açık” ifadelerini kullandı.
“Biz enklavlaşmaya doğru hızla ilerliyoruz” diyen Erhürman, okullarda Türkçe bilmeyen çocuklara öğretmenlerin nasıl ders anlatacağını sordu, Türkçe bilmeyen öğrencilerin teneffüste kendi arasında gruplaşmasının ülkenin geleceği açısından yaratabileceği sosyolojik sorunlara işaret etti.
Okul için yurt dışına giden Kıbrıslı Türk öğrencilere ailelerin “orada kalın, biz de yanınıza gelelim” demeye başladığını belirten Erhürman, “Kıbrıslı Türklerin varoluş mücadelesi sonunda geldiğimiz nokta bu” dedi.
Erhürman bütün bunlar yaşanmaya devam ederken bir yandan da düşünceyi açıklama özgürlüğünün kısıtlanmaya devam ettiğini anlattı.
-“Meclis daha çok sokakta, sokak daha çok Mecliste olacak demiştik. Sokaktaki eksikliğimiz özeleştirisini yaptığımız bir konudur”
Bütün bu yaşananlara dur demenin ve bu gidişi tersine çevirmenin hem CTP’nin hem de toplumun tüm unsurlarının tarihsel sorumluluğu olduğunu kaydeden Erhürman, ana muhalefet partisi olarak, “yeterince sert muhalefet yapmıyorsunuz, sokakta yoksunuz” yönündeki geri bildirimleri de dikkate aldıklarını anlattı.
Erhürman parti olarak, yetkili organlarında bu konuyu ele aldıklarını ve özeleştiri yaptıklarını ifade etti.
Halkın hükümet için “utasınlar ve gitsinler” dediğini, bunu CTP dışındaki partilere üye kişilerin de söylediğini belirten Erhürman, “Meclis daha çok sokakta, sokak daha çok Mecliste olacak demiştik. Sokaktaki eksikliğimiz özeleştirisini yaptığımız bir konudur” dedi.
Sokakta öncülük iddiasında olmadıklarını ancak halkla birlikte, bu sürece dur demek için bir yola çıkmak gerektiğini düşündüklerini belirten Erhürman, “Ancak birlikte yürürsek doğru yere ulaşacağımızı düşüyoruz” ifadelerini kullandı
Yaşananlar nedeniyle toplumun umutlarını yitirmeye başladığını kaydeden Erhürman, “Siz senelerce KKTC sonsuza kadar yaşayacak nutukları atacaksınız. Sonra TC yetkilileri çıkacak size yeni bir isim önerecek. Sizin haberiniz bile olmayacak” diyerek yaşananları eleştirdi.
“Bu sizin iradesiz olduğunuzu, yok hükmünde olduğunuzu gösterir” diyen Erhürman, Kıb-Tek konusunda yaşananlara tekrar değindi.
-“Bunu CTP eylemi olarak görmüyoruz. Bunun organizasyonuna soyunduk”
Konuşmasının devamında 27 Ekim akşamı bir yürüyüşle sokakta eylemlilik sürecini başlatacaklarını açıklayan Erhürman, “Bunu CTP eylemi olarak görmüyoruz. Bunun organizasyonuna soyunduk” dedi.
Bu bağlamda STK’lar, partiler, ekonomik örgütlerle görüşmelerini sürdürdüklerini ifade eden Erhürman, bu yolun birlikte yürünürse başarıya ulaşacağını düşündüklerini anlattı.
Ülkenin geleceği için ciddi endişeleri olduğunu tekrarlayan Erhürman, bu endişeleri paylaşan herkesle yola çıkmak istediklerini kaydetti.
“Biz buna layık değiliz. Bu ülkede on yıllardır süren var oluş mücadelesi sonunda olmamız gereken nokta bu değil” diyen Erhürman, “Başkaları yola çıktığında hep yanlarında olduk ve olmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Bunun 27 Ekim’de başlayıp aynı gece bitecek bir süreç olmadığını ifade eden Erhürman, “Bu sürekliliği olan ve bizi bu zihniyetten kurtarana kadar devam edecek olan bir süreç” dedi.
Erhürman aynı endişeleri paylaşan, ülkenin geleceğine dair hayalleri olan herkesle bu yolu yürümek istediklerini tekrarladı.