Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve Kıbrıs’taki BM Barış Gücü (UNFICYP) Misyon Şefi Colin Stewart, Pile konusunda Politis gazetesine demeç verdi.
Politis gazetesi “Pile Kıbrıs Sorunuyla İlgili Olarak Güçlü Bir Kart” başlığıyla manşetten iç sayfadan geniş yer verdiği haberinde, Kanadalı diplomatın 2021 yılının Kasım ayında Kıbrıs’ta göreve başlamasından bu yana Rum basınına verdiği ilk demecinde, Pile’yle ilgili anlaşmanın Kıbrıs sorunuyla ilgili iyi bir alamet olduğunu söylediğini yazdı.
BM günü dolayısıyla dün gazeteye verdiği demecinde, karma köy Pile’de varılan anlaşmadan aynı zamanda bölgedeki kentsel kalkınma ve inşa edilecek yollarla herkesin kazançlı olduğunu ifade eden Stewart, varılan uzlaşmadan dolayı iki tarafın da kazançlı olduğunu (win-win), bununla birlikte üzerinde anlaşmaya varılan şeylerin karşılıklı olduğunu belirtti.
Gazete, Stewart’ın Pile’deki meselenin çözüm şeklinin, yürütülen müzakerelerin ve iki tarafın gösterdiği isteğin, Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlamasında kullanılabileceğine dair güçlü bir düşünceye sahip olduğunu iletti.
Pile konusunda varılan uzlaşmayı “win-win” olarak nitelendiren Stewart, tarafların konuyla ilgili takındıkları genel tutumun, Kıbrıs sorununun çözümü için diyalog masasına geri dönülmesi açısından güçlü bir kart teşkil edebileceğine işaret ettiği kaydedildi.
Gazete, Pile konusunda varılan uzlaşmanın “mimarı” olarak nitelendirdiği Stewart’ın Pile konusundaki müzakerelerin gelişimi, zorluklar ve her iki tarafın da mutabakata vardığı maddelerden söz ettiğini aktardı.
Stewart’ın Kıbrıs sorunu ile diğer konulara da değindiği demecinin tamamının, önümüzdeki Pazar günü yayımlanacağı da kaydedildi.
Gazete, Stewart’ın demecine soru-cevap şeklinde şu şekilde yer verdi;
“Soru: Sayın Stewart, Pile’yle ilgili uzlaşma konusunda çok şey duyduk ve okuduk. Bu tam olarak neyi kapsıyor?
Cevap: Bildiğiniz gibi, Kıbrıs Türk tarafının yol inşaatı konusundaki talebi yeni bir şey değildi. Uzun yıllardır insani sebeplerden ötürü söz konusu yolu inşa etmek istediler. Ancak onların istediği şekilde BM ve tabi ki de Kıbrıs Rum tarafı buna onay veremedi. Gerçekleştirilen müzakerelere rağmen hiçbir zaman bu projenin uygulanması için bir anlaşma ortaya çıkmadı. Bu yaz Kıbrıs Türk tarafı projenin inşasına başlayacağını açıkladı. Bu ise, böyle bir gelişmeyi önleyecek orduya sahip olmamamıza bağlı olarak, UNICYP açısından önlenmesi zor bir şey olacaktı. Ve 18 Ağustos’ta da ne olduğunu gördünüz. 18 Ağustos’ta meydana gelen olayların öncesine kadar istişarelerin sürdüğünü de söylemem gerekir. Pile’deki olayların ardından, ne kadar garip görünse de, diyalog masasına döndük ve karşılıklı kabul edilebilir bir çözüm bulunması için tüm tarafların ortaya gerçek bir irade koyduğunu tespit ettim. Tüm verileri ortaya koyduk ve yalnızca yol inşası için değil fakat aynı zamanda iki toplumun da yararına olacak şekilde kentsel gelişimi için anlaşmaya varılması konusunda bir umut ortaya çıkmaya başladı. Kıbrıs Rum tarafından Tasos Conis, Kıbrıs Türk tarafından da Tahsin Ertuğruloğlu tarafından yürütülen müzakereler doğru yönde ilerliyordu ve uzlaşmaya varmayı başardık. Kıbrıslı Türklerin isteği olan yol haricinde, arsalar ve daha sonra konutlar inşa edilmesiyle kentsel gelişim gerçekleşecek. Güneş enerjisi parkı yapılacak. Aynı zamanda Pile’den Trulli’ye kadar olan yol yapılacak. Ayrıca bölgedeki askeri dengeyle ilgili endişeler de dile getirildi. Ara bölge içerisinde herhangi bir askeri varlığa izin verilmeyeceği konusunda mutabakata vardık. Ayrıca inşa edilecek yoldan kamyonlar ve askeri araçların geçişine izin verilmeyecek, yalnızca Pile’ye giden ve Pile’den gelen vatandaşların geçişine izin verilecek.
Soru: Elde edinilen bilgilere göre, Pile konusunda biri BM ile Kıbrıs Rum tarafı, biri de BM ile Kıbrıslı Türkler arasında olmak üzere iki anlaşma var. Bu geçerli mi?
Cevap: İki anlaşma var, bununla birlikte bunlar aynıdır. İki ayrı belge olmasının sebebi prosedürel nedenler ve dilden kaynaklanan nedenlerdendir. Ayrıca uzlaşmada her iki tarafın ayrı şekilde uygulaması gereken noktalar da var. Anlaşmanın biri Conis, diğeri de Ertuğruloğlu tarafından imzalandı.
Soru: Yapılan müzakereler çerçevesinde Ankara’yla da konuşmanız gerektiği gerçek mi?
Cevap: Müzakerelerin bir aşamasında Ankara’yla konuştuk ancak Kıbrıs Türk tarafıyla ilgili müzakerelerin esas kısmı Sayın Ertuğruloğlu’yla yapıldı. Hiçbir durumda müzakerelerin Kıbrıs Cumhuriyeti ile Türkiye arasında yapıldığı anlaşılamaz.
Soru: Pile’deki çalışmaların uygulanmasıyla ilgili zaman takvimi ne kadardır?
Cevap: Çalışmaların belirli bir tarihte tamamlanması gerektiğine bağlı olarak ortaya herhangi bir zaman takvimi konmadı. Çalışmalar anlaştığımız şekilde geçen Pazartesi günü başladı ve tamamlanana kadar da Barış Gücünün gözetiminde devam edecek.
Soru: Yeni yoldaki kontrol noktasının nerede olacağı ve kontrolü kimin yapacağı kararlaştırıldı mı?
Cevap: Başlangıçtaki anlaşmada yer almamasına rağmen bunu daha sonra açıklığa kavuşturduk. Yol üzerinde kontrol noktasının olacağı lokasyon belirlendi. Bu Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından devredilen bir toprak olduğundan, hiçbir şekilde Kıbrıslı Türkler tarafından çalıştırılamayacağı netleştirildi ve kabul edildi. Tartışılan ve iki tarafın da mutabık kaldığı fikir, kontrol noktası personelinin görevlendirilmesinin, Barış Gücü’nde hali hazırda personeli olan bir ülkeye devredilmesidir. Bu ülke de Slovakya’dır.
Soru: 1974 yılı sonbaharından bu yana, Türk ordusunun nöbet kulübesinin yerleştirilmesiyle birlikte ara bölgedeki statüko daimi bir şekilde ihlal edilmektedir. TK15 adlı nöbet kulübesi Pile’yle ilgili anlaşmanın ardından başka yere taşınacak mı?
Cevap: Hayır, nöbet kulübesi olduğu gibi kalacak. Ancak nöbet kulübesine erişim yeni yoldan olmayacak. Buraya gitmek için, Ağustos ayından önce kullanılan, yani İngiliz Üsleri üzerinden sağlanan erişim kullanılmalıdır. Tekrar ediyorum, yol boyunca herhangi bir askeri varlığa izin verilmeyecektir.”