Avrupa Parlamentosu Araştırma Komitesi’nin Güney Kıbrıs’ı veto hakkını kötüye kullanmakla suçladığı ve kararlarda aranan oybirliğinden oyçokluğuna geçilmesini tercih ettiği bildirildi.
AB’nin, karar almalarda oybirliği sistemini lağvederek oyçokluğuna geçmeyi hedeflediği için Güney Kıbrıs’ın, AB Ortak Dış Siyasete ve Güvenlik Poletikası’ndaki veto hakkının artık havada kaldığına dikkat çeken Haravgi’ye göre AP Araştırma Komitesi bu sistem değişikliğine gerekçe olarak Güney Kıbrıs’ın Rusya ve Beyaz Rusya’ya veto prosedürlerinde takındığı tavrı gösterdi.
Gazete “yani Kıbrıs sorunu nedeniyle veto hakkının idamesini herkesten çok isterken, Araştırma Komitesi’nin 255 sayfalık raporunda kötü örnek olarak gösteriliyor ve aslında vetoyu kötüye kullanmakla suçlanıyor” ifadelerine yer verdi.
Habere göre Brüksel’deki Vrije Universiteit Brussel’den Daniel Fiott ve Giulia Tercovich ve Avusturya’daki Danube University Krems’ten Heidrun Maurer isimli akademisyenler tarafından yapılan iki incelemeye dayandırılan 255 sayfalık raporda, Güney Kıbrıs’ın adı toplam 163 kez anılıyor.
Raporda 2020’de Çin tarafından Hong Kong için ihdas edilen ulusal güvenlik yasası, 2020’de Beyaz Rusya’ya yaptırım uygulanması, 2022’de Rusya’ya yaptırım uygulanması ve 2008’de Kosova ile ilgili AB kararında izlenen süreçler analiz ediliyor. Güney Kıbrıs, Beyaz Rusya ve Rusya’ya yaptırım kararı alınması süreçlerinde sergilediği tavır nedeniyle suçlanıyor.
Gazeteye göre raporda Güney Kıbrıs’a yönelik “en ağır” suçlama, 2020’de Beyaz Rusya’ya yaptırım kararı sürecindeki tavrı yüzünden geldi. Güney Kıbrıs için şu ifadeler kullanıldı:
“Beyaz Rusya’ya yönelik kısıtlama önlemleri konusunda siyasi anlaşmanın kesin olmasına, geniş destek görmesine rağmen Kıbrıs, Türkiye’ye karşı kısıtlama önlemleri alınmasına dair kendi önerisinin ileri götürülmediğine atıf yaparak veto hakkını kullanma tehdidinde bulunduğu için karar alımında gecikme yaşandı. Nihayetinde Lefkoşa Beyaz Rusya’ya yaptırım kararına rıza gösterdi, AB de Doğu Akdeniz’deki durumla ilgili bir açıklama yayımlamayı kabul etti.”
Gazete, Rum yönetiminin AB’nin Doğu Akdeniz’le ilgili açıklamasını “Türkiye’ye karşı şamar nitelikli yeni rapor” olarak lanse ettiğine işaret edildiğini yazdı “buna rağmen, AB’nin yeni raporundan ortaya çıktığı üzere, bu bumerang olarak geri dönebilir” ifadesini kullandı.
Habere göre AP Araştırma Komitesi raporunda veto hakkı için “stratejik veto tehlikesinden” söz ediliyor, “muhtemel yabancı nüfuzundan endişe” belirtiliyor, “veto hakkının kötüye kullanılması ve siyasi enstrümana dönüşmesi” ve “iç politikada başka prosedürler için müzakere kozu olarak kullanılması” tehlikesinden söz ediliyor.
Raporda “yaptırımların onaylanma sürecinin gecikmesi ya da engellenmesi anlamına gelen, meselelerin başka bir siyasi kararın desteklenmesi karşılığına bağlanması, başka meselelerle bağlanması, mevcut karar alınmasında oybirliği kuralının eleştirilen yönlerinden biridir. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 2020’de Beyaz Rusya’ya yönelik yaptırımları kabulde gecikmesi belirleyici örnektir” ifadeleri kullanıldı.
Güney Kıbrıs’a 2022’de Rusya’ya yönelik yaptırım kararı alınması süreciyle ilgili de ağır eleştirilerde bulunulan raporda “diğer ülkelerle (Yunanistan, Bulgaristan, Macaristan, Malta ve Slovakya) birlikte Kıbrıs, yaptırımların, kendi enerji piyasaları için esnek uygulanması gereğini ortaya koydu. Bugüne kadar hiç veto kullanılmadı” denildi.