Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, “Kıbrıs Cumhuriyeti”’nin 63’üncü kuruluş yıl dönümü nedeniyle “Fileleftheros” gazetesine özel bir makale yazdı.
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin bağımsızlığının üzerinden 63 yıl geçtikten sonra, özgürlük, adalet ve refah gibi evrensel idealler için vatanın çağrılarına karşılık verenlerin önünde saygıyla eğildiğini ifade etti.
“Kıbrıs Cumhuriyeti’”nin temellerini atmak için ve bağımsızlığın korunması için hayatını kaybedenleri de saygıyla andıklarını belirten Hristodulidis, ülkenin 63 yıllık tarihinde geçtiği zorluklara da atıfta bulundu.
Tüm bu yıllar içinde halkın yılmadığını, istifa etmediğini ve unutmadığını söyleyen Hristodulidis, halkın adaletsizliğe boyun eğmeden “Kıbrıs Cumhuriyeti’”nin devlet varlığını güçlendirerek mücadele ettiğini ifade etti.
Güney Kıbrıs’ın 2004 yılında AB’ye katılımının ülkenin kaderini değiştiren önemli bir istasyon olduğundan söz eden Hristodulidis, ülkenin, daha güvenli, daha büyük fırsatlara sahip, ortak vizyonlarla ve perspektiflerle siyasi ve ekonomik sisteme katılmış olduğunu ifade etti.
Hristodulidis, ülkenin birçok zorluk ve sınanmanın ardından modern bir devlete dönüştüğünü, Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’nun geniş bölgesinde istikrar ve güvenlik kapısı haline geldiğini belirtti.
Avrupa ilke ve değerlerine saygı duyan, uluslararası hukuku ve insan haklarını savunan bir Avrupa devletinin vatandaşı olmaktan gurur duyduklarını belirten Hristodulidis, yapılacak daha çok şeyin bulunduğuna da dikkati çekti.
Kıbrıs sorunundan da söz eden Hristodulidis “işgalden ve bölünmüşlükten” kurtulmaları gerektiğini, bunun tek yolunun da çabaların yoğunlaştırılması ve uluslararası gelişmelerin doğru okunması yönünde olduğunu belirtti.
Kıbrıs sorununun çözümünün önceliklerin zirvesinde olmaya devam ettiğini belirten Hristodulidis, çözüme yönelik müzakerelerin yeniden başlamasına ilişkin çabaların yaratılması için tüm gücünü vereceğini ifade etti.
Avrupa Birliği’nin Kıbrıs sorununa etkin bir şekilde müdahil olması şeklindeki taleplerini yineleyen Hristodulidis, çözümün; BM kararlarına, AB ilke ve değerlerine, BM’nin ilgili kararından öngörülen siyasi eşitliğe dayalı iki kesimli iki toplumlu federasyona dayanması gerektiğini belirtti.
Hristodulidis makalesi çerçevesinde ayrıca, BM Güvenlik Konseyi kararları ve bildirileri çerçevesinde bir çözümün sağlanması için Türk tarafının “yaklaşımını” değiştirmesi ve gerçek bir iradeyle müzakere masasına geri dönmesi gerektiğini savundu.
Güvenlik Konseyi’nin ayrıca BM Genel Sekreteri’nin, müzakerelerin yeniden başlaması perspektifini inceleyecek bir özel temsilci ataması konusunda hazır olmasını beklediğini ifade eden Hristodulidis, bunun; Türk tarafının da öneriyi kabul etmesiyle pratiğe dönüştürüleceğinden de söz etti.
Hristodulidis bu vesileyle, Kıbrıslı Türk yurttaşlara seslenmek istediğini, kendilerinin de vatanı olan “Kıbrıs Cumhuriyeti’”nin, yeniden birleşeceği ve AB’nin tam ve eşit üyesi olarak yaratılacak fırsatlardan faydalanılması için mümkün olan her şeyi yapacağına dair güvence verdiğini de belirtti.
Hristodulidis, “statüko ve işgale” karşı olmalarından dolayı, tüm zorluklara, hayal kırıklıklarına ve sorunlara karşın çabaları sürdürmeye devam edeceklerini ifade etti.
Hristodulidis, esas önceliklerinin ve en yüksek hedeflerinin de “Kıbrıs Cumhuriyeti’”nin tüm yasal sakinleri için perspektiflerin ve ümitlerin yaratılması olduğunu belirtti.