Londra Belediye Başkanı Mainelli, Brexit kararından ötürü binlerce kişinin işinden olduğunu belirtti.
İngiltere’nin ekonomik açıdan etkili finans bölgesi olan Londra’nın (City of London) Belediye başkanı Michael Mainelli, ülkenin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma kararını on binlerce kişinin işini kaybetmesine yol açan bir “felaket” olarak nitelendirdi.
İngiltere Merkez Bankası (Lloyd’s of London) uluslararası bankalar, hukuk firmaları ve sigorta şirketlerinin yer aldığı dünyanın önde gelen finans merkezlerinden biri olan Square Mile’ı temsil eden Profesör Michael Mainelli, Brexit kararının bölgede yaklaşık 40.000 kişiyi işsiz bıraktığını belirtti.
Reuters haber ajansına konuşan 695. Londra Belediye Başkanı Mainelli, İngiltere’nin dünyanın en güçlü ticaret bloklarından birinden ayrılma kararının “sancılı” etkilerine atıfta bulundu.
Mainelli, “2016’da 525.000 çalışanımız vardı, tahminimce 40.000’den biraz azını kaybettik. Şu anda şehirde sektörlerin genişlemesiyle birlikte yaklaşık 615.000 istihdam var,” dedi.
Mainelli, sekiz yıl önceki Brexit tartışmalarında Square Mile’ın genel olarak AB’den yana olduğunu da sözlerine ekledi: “Bölge, 70’e 30 oranla AB’de devam etmeden yanaydı. Bu yönde oy kullanıldı. Bu sonucu biz istemedik.”
Bu durum Brexit’in finansal hizmetler sektörü üzerindeki gerçek etkisine ilişkin tartışmaları yeniden alevlendirebilir.
Brexit’in ülkeye olan yararına ilişkin şüpheler var
İngiliz ekonomisi ve kamu maliyesine ilişkin tahminlerde bulunan bağımsız bir kuruluş olan “Bütçe Sorumluluk Ofisi” (OBR) tarafından Mayıs 2024’te yapılan analizde, Brexit’in İngiltere’nin uzun vadeli üretkenliğini yüzde 4 oranında aşağı yönlü etkileyeceğini aktardı.
Ayrıca, hem ithalatın hem de ihracatın uzun vadede yaklaşık yüzde 15 daha düşük olacağı ve AB üyesi olmayan ülkelerle yapılan yeni ticaret anlaşmalarının önemli bir etkisinin görülmeyeceği tespitinde bulunuldu.
Analizde, “Bunun nedeni, bugüne kadar yapılan anlaşmaların, İngiltere’nin bir AB üyesi devlet olarak halihazırda yararlandığı anlaşmaları tekrarlaması (veya ‘devretmesi’) veya çalışmamızda önemli bir etkiye sahip olmamasıdır,” denildi.
OBR’den araştırmacılar, Japonya’nın 2019’da AB ile imzaladığı anlaşmayı büyük ölçüde yansıtan İngiltere-Japonya “Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması” örneğini öne sürüyor.
İngiliz hükümetinin ekonomik etki değerlendirmesi, anlaşmanın önümüzdeki 15 yıl içinde İngiltere’nin GSYİH’sini yüzde 0,1 oranında artıracağını öne sürdü. Ancak, bu öngörünün Japonya ile bir ticaret anlaşmasından bağımsız olduğu, AB’den ayrılmamış olsalardı halihazırda AB-Japonya anlaşmasının bir parçası olunacağına vurgu yapıldı.
Hükümetin Avustralya ile yaptığı ticaret anlaşması da İngiliz çevre ve gıda aktivistlerinin hukuki itirazıyla karşı karşıya.
İngiltere’nin GSYİH’sini 15 yıl içinde yüzde 0,1 oranında artıracağı öngörüsünde bulunulan anlaşmayla, Avustralya ile sığır eti, kuzu eti, koyun eti ve süt ticareti yapılacaktı. Fakat İngiliz çiftçilerin fiyatları aşağı çekmesine olanak tanıyabileceği endişeleri nedeniyle anlaşma yargısal incelemeye tabi tutulacak.
İngiltere’nin yeni İşçi Partisi Hükümeti ülkenin AB ile ilişkilerinin yeniden düzenleneceği sözünü verdi ancak, Brexit sonrası yeni yapılandırmanın şekli hakkında somut bir ayrıntı paylaşılmadı.