Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Doğu Akdeniz’de bir Türk devletinin kurulmasıyla büyük bir başarı öyküsünün yazıldığını söyledi.
Tatar, bu yıl Barış Harekatı’nın 50. yılının kutlandığını ve mesajlar verildiğini belirterek, adada kalıcı çözümün başarılması için iki devletli siyaset vurgusu yaptı.
Kıbrıs Türk halkının egemenliğinin bir hak olduğunu ve bu hakkın uluslararası toplum tarafından göz ardı edildiğini belirten Tatar, federal bir çözümde, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde olmamasından dolayı yaşanabilecek tehlikelere değindi; Doğu Akdeniz’de bir Türk devleti olan KKTC’nin stratejik önemine işaret etti.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Barış Harekatı’nın 50. yılı nedeniyle düzenlenen etkinliklere katılmak ve temaslarda bulunmak amacıyla İstanbul’a gitti.
Tatar, İstanbul Üniversitesi ve Cihannüma Derneği iş birliğiyle, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş himayelerinde düzenlenen “Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. Yılında Süregelen Sorunlar ve Çözüm Arayışları Uluslararası Kıbrıs Sempozyumu’nda konuştu.
İstanbul Üniversitesi’nde yer alan Sempozyum öncesinde Üniversite’de yer alan “Belgelerle Kıbrıs” sergisini gezen Tatar, ardından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar ve akademisyenlerle ile bir araya geldi.
Sempozyumda ilk olarak TRT tarafından Kıbrıs Türkü’nün varoluş mücadelesini konu alan belgesel gösterildi. Ardından sırasıyla Cihannüma Derneği Genel Başkanı Avukat Rıza Yorulmaz, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve Cumhurbaşkanı Tatar konuşma yaptı.
-Kıbrıs konusunda 657 tez
Rektör Prof. Dr. Zülfikar, burada yaptığı konuşmada, Kıbrıs Barış Harekatı’nın gerekliliğine dikkat çekerek, Harekat’la Kıbrıs Türk halkının var olma mücadelesinin hedefine eriştiğini ve bölgesel istikrarın sağlandığını kaydetti. Zülfikar, Kıbrıs konusunu ve yaşananları anlayabilmek için akademik çalışmaların önemine dikkat çekerek, bu konuda İstanbul Üniversitesi bünyesinde 657 kayıtlı tez olduğunu belirtti.
– Tatar: “Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün müzakerelerin devamı için bir şart “
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, burada yaptığı konuşmada, böyle bir ortamda Kıbrıs konusunda konuşmanın bir ayrıcalık olduğunu kaydederek, etkinliği organize edenlere teşekkür etti.
Tatar, 20 Temmuz günü Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla görkemli bir tören icra edildiğini ve mesajlar verildiğini kaydederek, 1974 yılına kadar Kıbrıs Türk halkının çektiği acıları işaret etti, halkın 20 Temmuz gününü beklediğini, Barış Harekatı’yla zulüm ve acıların sona erdiğini söyledi.
1571’de Osmanlı’nın Venediklerle savaşarak, adayı fethettiğini ve 307 sene kesintisiz olarak Türklerin Kıbrıs adasını yönettiğini, bu süreçte adada Rum-Yunan ikilisinin olmadığını kaydeden Tatar, adada İngiltere’nin tek taraflı ilhakının ardından birtakım oyunlarla Rum-Yunan nüfusunun artırılarak, Kıbrıs ve Yunanistan’ın birbirine bağlı olduğu algısının yaratılmaya çalışıldığını belirtti.
İngiliz döneminde de birçok Kıbrıslı Türk’ün koşullardan dolayı Anadolu’ya ve diğer ülkelere göç etmek durumunda kaldığına işaret eden Tatar, Kıbrıslı Türklerin her nerede olursa olsun tek yürek olduklarını, iletişim çağında daha da yaklaştıklarını söyledi.
Doğu Akdeniz’de bir Türk devletinin kurulmasıyla büyük bir başarı öyküsünün yazıldığını söyleyen Tatar, Doğu Akdeniz’de hakim olunan deniz yetki alanları ve hava sahasının öneminin altını çizdi, bunun korunması için mücadelelerini sürdüreceklerini kaydetti.
Uluslararası toplumun Kıbrıs Türk halkının insan haklarını görmezden gelerek ambargo uygulamaya devam ettiğini de belirten Tatar, bunun “samimiyetten uzak” tavırlar olduğunu belirtti, adada sürdürülebilir bir çözümün ancak her türlü baskıdan uzak, halkların egemenliği temelinde olabileceğini söyledi. Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün müzakerelerin devamı için bir şart olduğunu vurgulayan Tatar, federasyon temelinde yapılan müzakerelerde Kıbrıs Türk hakkı olan egemenliğin verilmediğini kaydetti.
– “Kıbrıs’ta iki ayrı halk, demokrasi, devlet var”
Kıbrıs Rumu’nun egemen olduğunu, İngiltere’nin adada egemen üsleri bulunduğunu ve buradan diğer ülkelere istediği müdahaleyi yapabildiğini, ancak Kıbrıs’ın esas sahibi Kıbrıslı Türklerin egemen olmasına izin verilmediğini belirten Tatar, bu nedenle iki devleti savunan yeni siyaset için mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
“Tek çatı, tek egemenlik” kavramında Kıbrıs Türk halkını bekleyen büyük tehlikeler olduğunu kaydeden Tatar, federal bir çözümde Türkiye Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’nde olmadığı gerekçesiyle adadan çekileceği ve Doğu Akdeniz’den dışlanacağını uyarısında da bulundu, iki devletli çözümde garantörlük ve Türk askerinin varlığının temin edildiğini vurguladı.
Tatar, TBMM’de 50. yıl kutlamaları öncesinde alınan tezkere kararından dolayı teşekkür ederek bunun çok değerli olduğunu kaydetti ve “Bir kez daha Türkiye gerçek anlamda iki devletli siyaseti oy birliğiyle desteklemiştir.” dedi. Tatar, bundan önce de Barış Harekatı için TBMM’de bir tezkere alındığını anımsattı.
“Kıbrıs’ta iki ayrı halk var. İki ayrı demokrasi var. İki ayrı yapı var. İki ayrı otorite var. İki ayrı devlet var.” diyen Tatar, bu saatten sonra federal bir devletle devam edebilmenin mümkün olmadığını, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşmanın bu şekilde başarılı olamayacağını kaydetti.
Sempozyum, akademisyenlerin katılımı ve sunumlarıyla iki farklı oturumda devam etti.