Fransa’da Pazar günü yapılan genel seçimlerin ikinci turunda en çok sandalyeyi kazanacağı tahmin edilen ancak üçüncü olan aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi (RN), bu yenilgiyi 2027’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerine kendilerini hazırlayacak bir zafer olarak görüyor.
Fransa genel seçimlerinin ilk turunu açık ara birinci bitiren aşırı sağcı Ulusal Birilik (RN) partisi Pazar günü yapılan ikinci turda üçüncü sırada yer aldı. Ancak partinin lideri ve destekçileri bu yenilgiyi, 2027’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerine kendilerini hazırlayacak bir zafer olarak değerlendiriyor.
RN lideri Jordan Bardella sandık çıkış anketinin açıklanmasından yarım saat sonra yaptığı konuşmada “Ulusal Birlik, bugün tüm tarihindeki en önemli atılımı gerçekleştirdi,” dedi.
RN geçtiğimiz hafta ülke genelinde oyların yaklaşık yüzde 33’ünü alarak ilk turda birinci gelmişti ve Ulusal Meclis’te 240 kadar sandalye kazanacağı tahmin ediliyordu. Ancak yerel saatle 20:00’de yayınlanan sandık çıkış anketine göre; Sosyalist Parti (PS), Boyun Eğmeyen Fransa (LFI), Fransa Komünist Partisi (PCF) ve çevreci parti Yeşiller (EELV) tarafından oluşturulan Yeni Halk Cephesi (NPF) 177 ila 192 arasında sandalye kazanırken, aşırı sağcı RN 138 ila 145 sandalye ile üçüncü sırada yer aldı.
Macron’un “Cumhuriyet İçin Hep Birlikte” (Ensemble) ittifakı ise sürpriz bir şekilde ikinci sırada yer aldı ve 152 ila 158 arasında sandalye kazanması bekleniyor.
Hiçbir parti ya da koalisyon mutlak çoğunluk için gereken 289 sandalyeyi elde edemedi ve bu nedenle tek başına hükümet kuramıyor.
‘Önümüzde güzel günler var’
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Alman Marshall Fonu program koordinatörü Adam Hsakou Euronews’e konuşarak, “Ulusal Ralli hala cam tavanla karşı karşıya. Yenilginin nedeni, birçok adayın geri çekilmesi,” dedi.
“RN hiç kuşkusuz seçim öncesi çifte vatandaşlar meselesinin yol açtığı tepkinin bedelini ödüyor. Jordan Bardella olayları yatıştırmayı başaramadı. Bu, partinin normalleşmesini mükemmel bir şekilde temsil eden Bardella için bir ders. Genç, göçmen bir aileden geliyor, Le Pen adını taşımıyor, güzel konuşuyor ve sosyal ağlarda etkili,” diye ekledi.
Bardella ayrıca partisinin yenilgisinden “Cumhuriyetçi Cepheyi” sorumlu tuttu ve konuşmasında bu cepheyi “Fransızların farklı bir politikayı özgürce seçmesini her türlü yolla engellemeyi amaçlayan doğal olmayan siyasi ittifak” olarak tanımladı.
Bardella’ya göre, bu “onursuzluk ittifakı ve tehlikeli seçim düzenlemeleri,” “ekonomik krizinin ortasında, güvensizlik ve düzensizlik ülkeyi sert bir şekilde vurmuşken, Fransa’nın dirençli bir hükümet çoğunluğundan ve dolayısıyla ülkenin gidişatını tersine çevirecek net bir rotadan mahrum olması” anlamına geliyor.
Ancak Bardella ve destekçileri, Macron Ulusal Meclisi feshetmeden önce sahip oldukları 89 sandalye sayısının önemli ölçüde artmış olması nedeniyle gecenin hala bir zaferi temsil ettiğini vurgulamaya çalıştı.
Seine-et-Marne’daki altıncı seçim bölgesindeki yerini koruyan Beatrice Roullaud Euronews’e yaptığı açıklamada, “Sonuçta umduğumuz sonuçları alamasak da milletvekili sayımızı neredeyse iki katına çıkardık, bu da fena değil,” dedi.
Euronews’e verdiği demeçte, “Bu sefer olmadı ama bir dahaki sefere olacak çünkü Fransızların beklentisi bu yönde,” diyen Roullaud, sözlerini şöyle tamamladı: “Tabii ki önümüzde güzel günler var.”
Val d’Oise’deki beşinci seçim bölgesinde parti adına yarışan Quentin Hoarau da “bunun hala tarihi bir skor olduğunu ve Ulusal Birlik Partisi’nin gerçekten her yerde kök saldığını gösterdiğini” vurgulamaya çalıştı.
50 yaşındaki RN seçmeni Romain sonuçlara yönelik değerlendirmesinde, “göreve daha iyi hazırlanacak birçok insan olacağı anlamına geliyor,” dedi. “Böylece 2027’ye kadar daha da güvenilirlik kazanacağız.”
‘Bu gece her şey başlıyor’
Mutlak çoğunluğu elde edememek ve dolayısıyla Macron ile “birlikte yaşamaya” zorlanmak aslında RN’nin işine yarayabilir.
INSEAD okulunda Siyaset Bilimi Emeritus Profesörü Douglas Webber Euronews’e yaptığı açıklamada, “Önümüzdeki üç yıl boyunca hükümet etmeye çalışmak zorunda kalmayacaklar ve böylece Fransa’da olanlar için herhangi bir sorumluluktan kaçınacaklar” dedi.
“Önümüzdeki birkaç yıl içinde olacaklardan sorumlu tutulamayacakları için, (muhtemelen Marine Le Pen) bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanma şansına sahip olacaklar. Dahası bu seçim sonucu Fransa’da büyük bir siyasi belirsizlik yaratacak. Bu seçim sonucundan nasıl bir hükümet çıkacağı tamamen belirsiz,” diye ekledi.
Macron ve Başbakanı Gabriel Attal, birden fazla partinin yer alacağı koalisyon hükümeti kurmaya istekli olduklarının sinyalini vermiş olsalar da, RN kadar aşırı buldukları Jean-Luc Melanchon liderliğindeki Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) ile her türlü ittifak ihtimalini reddettiler.
Ancak sandık çıkış anketleri, LFI’nin 80 kadar sandalye kazanarak NFP koalisyonu içindeki en büyük oy oranına ulaştığını ortaya koydu. Sosyalistler (PS) ve Yeşillerin (EELV) ise sırasıyla 64 ve 36 sandalye kazanacağı tahmin ediliyor.
Almanya ve Hollanda gibi diğer Avrupa ülkelerinin aksine Fransa’nın koalisyon kurma geçmişi olmadığından Macron’un görev süresinin kalan üç yılında müzakereler ve güç paylaşımı zor olabilir.
“Eğer yeni ilerici hükümet başarılı olamazsa, 2027 Marine Le Pen’in yılı olabilir. Önümüzdeki üç yıl boyunca ilerlemesini sürdürmesi ve hayali olan cumhurbaşkanlığına ulaşması için tüm koşullar mevcut.”
Sonuçlar, iki rakip ittifakın birden fazla partiyi içermesi nedeniyle RN’nin Fransa’nın en büyük tek siyasi partisi olduğu anlamına geliyor. RN ayrıca Haziran ayındaki AP seçimlerinin ardından ülkenin en büyük delegasyonunu AP’ye göndermek üzere.
Bardella, “Ulusal Birlik, ilk olarak Marine Le Pen’in arkasında durarak Ulusal Meclis’teki çalışmalarını hızlandıracak. İkinci olarak Ulusal Birlik için çalışmaya devam ederek, tüm gerekli demokratik değişimi sağlayarak tüm Fransızları bir araya getirecek. Son olarak, yarından itibaren AP’de milletvekillerimiz büyük bir grup içinde yer alacak,” dedi.
“Bu gece her şey başlıyor. Eski dünya yıkıldı. Yeniden umut etmeye başlayan bir halkı hiçbir şey durduramaz,” dedi.