Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi (KSTU), şu an davası da görülen “sahte diploma meselesinin”, bazı üst düzey yöneticilerin görev ve yetkilerini kötüye kullanarak yaptığının tespit edildiği ciddi yolsuzlukların yanında dikkat çekmeyecek kadar küçük boyutta kaldığını açıkladı.
KSTU tarafından yapılan yazılı açıklamada, üniversite kurucularının gerek yurt içinden gerekse yurt dışından gelen istihbarat üzerine okul bünyesinde yaptığı araştırma ve denetimlerde yapılan bazı tespitleri paylaştı.
Üniversitenin bazı üst düzey yöneticilerinin görev ve yetkilerini kötüye kullanarak ciddi yolsuzluk yaptığı ve zimmetlerine para geçirdiklerinin tespit edildiğine işaret edilen açıklamada, üniversite sahiplerinin tespitlerine ilişkin bilgi ve belgelerin Mali polis ile paylaşılarak, resmi şikayette bulunulduğu vurgulandı.
Açıklamada, yapılan iç denetimlerde ilk etapta “Üniversitenin resmi muhasebesine paralel, üniversite ile ilgili olmayan ayrı bir muhasebe ve banka hesapları üzerinden büyük meblağlarda paraların zimmete geçirildiğinin; abartılmış, şişirilmiş sahte faturalar ve komisyon ödemeleriyle üniversiteye ait gelirin hortumlandığı ve üniversitenin zarara uğratıldığının; Üniversitede bulunan onlarca akademik personel bertaraf edilerek, birkaç kişinin oluşturduğu çetenin fütursuzca üniversitenin ve ülkenin adını lekeleyecek biçimde sahte evraklar düzenlediğinin” tespit edildiği kaydedildi.
-“Güzelyurt bölgesinin günlük yaşantısında büyük bir yer tutan üniversitemizin itibarı çalınmıştır”
Üniversitenin bir süredir kara bir çetenin kişisel hırs ve menfaatleri uğruna oluşturdukları suç örgütünün kurbanı haline geldiği ifade edilen açıklamada, üniversite kurucularının onlarca yıllık birikim, değer yargısı, akademik ilke ve prensiplerine aykırı olarak üniversitenin kurumsal kimliği ve yetkilerinin çalınıp, gasp edilmesini kabul etmediği ve hazmedemediği kaydedildi.
Açıklamada, Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’nin Güzelyurt ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlık ve kalkınma mücadelesinde nefer olan bir yükseköğretim kurumu olduğuna işaret edilerek, üniversite kurucularının hem üniversitenin akademik standartlarıyla, kalitesinin arttırılması, hem de Güzelyurt’un kalkınması için varlık göstermeyi şiar edindiği vurgulandı.
Açıklama şöyle devam etti:
“Güzelyurt bölgesinin günlük yaşantısında büyük bir yer tutan üniversitemizin itibarı çalınmıştır. Bu kabul edilmeyecektir. Üniversitemizin kurucuları; tüm usulsüzlüklerin, tüm yolsuzlukların ve tüm suçların aydınlatılması, kim olduğuna bakılmaksızın tüm suçluların tespit edilip cezalandırılması ve üniversitemizin çalınan itibarının geri kazanılması için Mali Polisle işbirliğine devam edecek ve her fırsatta, mevzuatın elverdiği ölçüde yaşanan tüm gelişmeleri kamuoyu ile paylaşacaktır”
Açıklamada, “Diploma krizi diye lanse edilen kriz, aslında bir diploma krizi değil bir itibar hırsızlığı krizir. Diploma meselesi, işin dikkat çekmeyecek kadar küçük bir boyutudur” denilerek, Üniversite kurucularının tüm suçlular tespit edilip cezalandırılıncaya kadar başlatılan operasyona devam edeceği vurgulandı.