BM Genel Sekreteri’nin Şahsî Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın yarın Ada’ya gelmesi bekleniyor. Kıbrıs sorununda beklentilerin düşük olmasına karşın Holguin’in sonuç almak için çalışmaya kararlı göründüğü, küçük grubunu da beraberinde getireceği ve 7-10 gün kalmak niyetinde olduğu bildirildi.
Fileleftheros’un diplomatik kaynaklara dayanarak “İlerleme İçin Çalışmaya Geliyor” başlığıyla aktardığı habere göre Ada’da 7 gün mü yoksa 10 gün mü kalacağı süreç içerisinde belli olacak Holguin, salı günü önce Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, ardından da Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile görüşecek.
Halen tutum, görüş ve değerlendirmelerini almak üzere her iki taraftan sivil toplum örgütleriyle de görüşmeler ayarlayan Holguin’in hangi gruplarla görüşeceğinin önemli olduğunu belirten gazete, geçmişte Espen Barth Eide’nin ve bugün Colin Stewart’ın her iki taraftan da aynı grup ve kişilerle görüştüğünü, çekimserlik ya da karşıt görüş belirten gruplarla ısrarla görüşmediklerini yazdı.
Jane Holl Lute’un Kıbrıs özel danışmanı olduğu dönemde Ada’ya tek başına geldiği hatırlatılarak Holguin’in Ada’ya, tamamen Colin Stewart’ın altında çalışan Kıbrıs grubundan beslenmeyecek kendi grubu ile geleceği kaydedilen haberde, şartlar elverirse grubundan bir kişiyi, iki taraf ile istişarelere devam etmek üzere sürekli olarak Ada’da bırakacağı belirtildi.
-“Her iki tarafı da sürekli tetikte tutacak”
Habere göre diplomatik kaynaklar Holguin’in bu hareketinin, uygulanırsa, Ada’da olmayacağı süre içerisinde boşluk bırakmamak ve sürecin tamamında söz sahibi olmak isteğinin göstergesi olduğunu değerlendiriyor.
Gazete Holguin’in grup üyelerinden birinin Ada’da kalmasının iki tarafa da bir çeşit baskı yapacağını ve her ikisini ide sonuç çıkabilmesi için sürekli tetikte olmaya zorlayacağını ekledi.
Politis, Holguin ve grubunun Kıbrıs’a bugün geleceğini, yarın (29 Ocak) Genel Sekreter’in Kıbrıs’taki Özel Temsilcisi Colin Stewart’la, 30 Ocak Salı günü de saat 09.00’da Rum Yönetimi Başkanı Hristodulidis’le, 11.00’de de Cumhurbaşkanı Tatar ile görüşeceğini yazdı.
Holguin’in hafta sonuna kadar her iki tarafın müzakerecisiyle, siyasi parti temsilcileriyle, yabancı büyükelçilerle, her iki taraftan sivil toplum örgütleriyle, gazetecilerle vb bir dizi temasta bulunacağını aktaran gazete, BM Barış Gücü’nden kaynaklara dayanarak, ara bölgeyi ve kapalı Maraş’ı da ziyaret etmesinin beklendiğini kaydetti.
-“Ayda bir gelecek, bir hafta kalacak”
Holguin’e eşlik edecek grubun oluşumundan, “Ada’ya tatil sonrası turlar” için gelmediğinin anlaşılmakta olduğu vurgulanan haberde, iki isme yer verildi. Gazetenin aktardığı isimlerden birincisi, grubun başkanı da olan Arjantinli BM kıdemli müzakerecisi Francisco Diez, ikincisi ise BM’nin siyasi konularında çalışan Finlandiya eski Dışişleri Bakanı ve Avrupa Birliği yetkilisi Kaisa Liljestrom-Figueiras.
Francisco Diez Harward ve London School of Economics mezunu. BM müzakerecisi olarak Latin Amerika başta olmak üzere önemli görevler icra etti. Edinilen bilgilere göre sürekli olarak Ada’da kalacak ve ipleri elinde tutacak kişi olacak. Stewart’ın Kıbrıs grubu da Holguin’in hizmetinde olacak.
BM merkezinden edinilen bilgilere göre hafta sonuna kadar Ada’da kalacak olan Holguin ayda bir Kıbrıs’a gelecek ve her gelişinde yaklaşık bir hafta kalacak. Ada’ya ilk gelişinin ardından Türkiye, İngiltere ve Yunanistan başkentlerini ziyaret edecek.
-“Hristodulidis’e itibar testi”
Alithia “Cuellar’ın Hristodulidis’ten Beklediği Üç Evet… Başkan Hristodulidis Salı Günü BM Temsilcisi Tarafından İtibar Testine Sokulacak” başlığıyla manşete çektiği haberinde, Holguin’in Ada’ya gelişi öncesinde Rum Başkanlık Sarayı’ndan “malum kaynakların Guterres Çerçevesi’ne dönüş olmadığını tekrarlamaya başladığını” yazdı.
Rum tarafının, “federasyonu desteklediği söylemi ile kastının aynı olduğuna ikna etmesi gerektiği için zor durumda olduğunu yazan gazete, Rum yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in “Mont Pelerin, Cenevre ve Crans Montana konferanslarının çöküşündeki rolü yüzünden samimiyetini ispat etmek zorunda olduğunu” yazdı, şunları ekledi:
“Samimiyetini ispat etmek için Guterres Çerçevesi’ne, takvime ve hakemliğe evet demek zorunda. Bu evetler büyük ihtimalle herhangi bir çözüm değil, bildiğimiz ve talep edebileceğimiz en iyi çözüm olan Guterres Çerçevesi’ni gündeme getirecek. Sonuç olarak herhangi bir çözüm yok. Çözüm ya Guterres Çerçevesi içerisinde federasyondur ya da Guterres Çerçevesi dışında taksim.”