Rum Enerji Bakanı Yorgos Papanastasiu “Kıbrıs, komşu devletler İsrail ve Mısır’a kıyasla gerekli altyapılara sahip olmadığı için bölgenin enerji kavşağı olamaz” dedi.
Alithia’nın haberine göre, Doğu Akdeniz’de doğal gaz konulu konferansta konuşan Papanastasiu, İsrail ve Mısır’ın doğal gaz kaynakları ve kullanmakta oldukları altyapıları nedeniyle Güney Kıbrıs’tan çok önde olduğuna işaret ederek “ancak bir sihirli kelime var, o da bölgenin doğal gaz kaynaklarının geliştirilmesi için ‘işbirliği’dir” ifadesini kullandı.
Papanastasiu, Güney Kıbrıs’ın, “enerji karmasını” şekillendiren eylemleri içeren “Gas Tower” isimli planı olduğuna işaret ederek “iç piyasada enerji üretimi maksadıyla DEFA aracılığıyla sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithal edileceğini, ülkeyi Yunanistan ve İsrail ile bağlayacak EuroAsia Interconnector üzerinden ihraç edebileceği yenilenebilir enerji kaynaklarını artıracağını belirtti.
Rum tarafının tek yanlı MEB ilan ettiği bölgede keşfedilen doğal gaz için seçeneklerden birinin gerek iç tüketim, gerek piyasalara ihraç maksadıyla Mısır’a nakil olduğunu, Güney Kıbrıs’a ithal edilerek burada sıvılaştırıldıktan sonra küçük sıvılaştırılmış doğal gaz tesisleri aracılığıyla ihraç edilmesi seçeneğinin de masada olduğunu anlattı.
Papanastasiu “Kıbrıs, bölgenin enerji kavşağı olamaz çünkü komşu devletler İsrail ve Mısır’a kıyasla gerekli altyapılara sahip değildir. İsrail ve Mısır’ın bu konudaki geçmişleri ile doğal gaz kaynakları ve halen kullanmakta oldukları tesisleri nedeniyle çok önde olduklarına inanıyorum” dedi.
Haberde, ABD’nin Enerjiden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Kimberly Harrington’un da konferansta yaptığı konuşmada “geçirmekte olduğumuz zor zamanlara rağmen ABD bölgesel işbirliğine, özellikle de enerji alanında, istikrarla bağlıdır” ifadesini kullandı.
ABD’nin İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs arasındaki 3+1 diyaloğuna ve Doğu Akdeniz Doğal Gaz Forumu’na (EMGF) atıf yapan Harrington “enerji ortaklığı ve bölgesel enerji bütünleşmesi anahtardır ve gerçekte hiçbir yer bunu Doğu Akdeniz kadar somutlaştırmıyor. ABD’nin ana hedefi bölgede enerji güvenliği ve işbirliğidir” dedi.
Lübnan Petrol Sektörü Yönetim Otoritesi eski Başkanı ve yönetim kurulu üyesi Vessam Şubat, Lübnan’da doğal gaz rezervleri keşfedilmesi ve bu rezervlerin ticari açıdan değerlendirilebilmesi dileğinde bulunduğu konuşmasında ülkesinin Güney Kıbrıs ve Mısır’la çok iyi ilişkiler içerisinde olduğunu söyledi. Şubat, Mısır’ın, Doğu Akdeniz’de kavşak olmak için gerekli niteliklere sahip olduğunu belirtti.
Hristodulidis hükümetine doğal gaz konusunda danışmanlık da yapan Hidrokarbon Şirketi Başkanı Tula Onufriu da Güney Kıbrıs’ın sözde MEB’inde keşfedilen 5 yatakta tahmini 15 tfc doğal gaz rezervine sahip olduğunu anlattı. 6’ncı parselde keşfedilen Kalypso, Kronos ve Dias yatakları ve 10’uncu parselde bulunan Glafkos yatağının değerlendirme aşamasında, 12’nci parseldeki Afrodit yatağının da ticari kullanım yöntemi belirleme aşamasında olduğunu söyledi.
Fileleftheros’a göre Papanastasiu, “Doğu Akdeniz Enerji Konferansı” çerçevesinde Rum Haber Ajansı’na (KİPE) yaptığı açıklamada, “Afrodit” yatağı yönetici şirketi Chevron ile ortak paydada buluşabilme konusunda her iki tarafı da olumlu gördüğünü söyledi. Papanastasiu, Chevron’a 1 Aralık’a kadar verdikleri yeni sürenin, kapsamlı çözüm için değil, şirkete gönderdikleri 20 Kasım tarihli mektupta yer alan sorulara verilecek cevaplar için olduğunu anlattı.
Chevron’un “Kıbrıs” Müdürü Kristen Swesden ise şirketin Rum doğal gazı ve bölgedeki diğer faaliyetleri arasında işbirliği öngördüğünü belirterek, “bölgenin zengin kaynakları var, henüz ortaya çıkarılmamış kaynaklar da var” dedi.
Gazete, Chevron’un, Afrodit ile ilgili revize geliştirme planının reddedilmesi nedeniyle Rum yönetimiyle, son tarihi 1 Aralık olan görüşmeler sürdürdüğünü hatırlattı.
Habere göre, Shell’in Doğu Akdeniz’deki doğal gaz konularıyla ilgili başkan yardımcısı Roel Mas, Mısır’da kullanılmaya hazır tesisler bulunduğunu hatırlatarak, daha çok altyapı kurulması halinde rekabet olacağına dikkat çekti.
ENI’nin “Kıbrıs” Müdürü Luca Drakonetti ise şirketin, sözde Rum MEB’ine tamamen bağlı olduğunu ve şu anda Kronos yatağında teyit sondajı yürütmekte olduğunu kaydetti.
ExxonMobil “Kıbrıs” Şefi Barnabas Theodosiu, Doğu Akdeniz’in yeni keşif perspektiflerine sahip olduğunu, belirtirken, TOTAL adına konuşan Samuel Ousey de bölgenin perspektiflerinin iyi bilindiğini ve şirketin, bu perspektiflerin parçası olmak istediğini söyledi.
İsrail, Yunanistan ve Mısır’da faaliyet gösteren Energean isimli Yunan şirketinin başkan yardımcısı Konstantinos Nikolau doğal gazın Güney Kıbrıs’a ihracı seçeneğinin halen masada bulunduğunu söyledi.